Rolex Explorer 114270 Balayı Sonrası İnceleme
Gönderilme zamanı: 02 Şub 2019, 20:21Aristonun sanat görüşü gibi, bir şeye sanat diyebilmek için bir anlattığı olmalı, ve bunu evrensel bir dille, açıklamaya yoruma yer vermeden direkt olarak son kullanıcıya iletmeli.
Hepsi doğum gününden 5gün önce başlamıştı, 39mm Rolex Explorerın hep orantısız* bir tasarıma sahip olduğunu düşünürdü, mimar ya her gördüğüne illa bi kulp takacak, ve kafaya koyup istanbuldaki bir satıcıdan 2. el bir asıl explorerı buldu(1016ya saygısızlık etmek istemeden). 36mm 114270**, ancak bazı sebeplerle bunu alamadı, ve bununla beraber Hong Kong macerası*** baslamış oldu, sanılanın aksine hiç de hoş değildi bu macera, ama sonunda 2018 Aralık ayının ortaları gibi sonuca ulaşıldı, 2003 model, hiç kullanılmamış, jelatini bile üstünde 36mm bir Rolex Explorer 114270. Bu saat nasıl Türkiyeye ulaştı orası muamma tabi, zira saatin ilk satışı İspanyada olmuş, sonra Hong Kong sonra Türkiye, ve ilk kullanıcı Türkiyede.
Üzerinden geçen bu süreçte pek de bir şey olmamış, teknik anlamda her hafta pazar sabahları yapılan ölçümlere göre günde ortalama -0.4 saniye ile güzel bir dakikliği mevcut 3130 movementa sahip, normal dalışlarda bile 40 metrenin altına inilemediği için 100 metreyi pek test etme imkanı olmadığından mütevellit şimdilik su geçirmiyor gibi duruyor. Lumelar gayet yerinde, sabah 5te "saet keaç yeaa :S:S" diye bakan yazar saati görüp rahatça uykusuna devam edebilmekte. Kordonu -bileziği- aşırı fake ve parlak durması dışında da şahane bir hisse sahip, ağır gibi durup hafif, rahatsız gibi durup çok rahat. Kendisi için birçok deri ve nato kordona sahip olunsa da onları takıp maksimum 30 dakika sonra geri orjinaline geri dönen yazarımız, orta yaş bunalımında saçını kazıtana kadar bu kordonuyla devam etmeye karar vermiş gibi görünüyor. Belki de Tom Forddan etkilenmiştir, her erkeğin bir çelik saati olmalı diyordu kendileri.
Bir çok kişinin aksine garip bir bağı var ama yazarın saatle, insanlar hep çok sıradan, çok sade, bu mu rolexmiş, gibi yorumlar yapsa da, üzerinde cidden bakacak pek bir şey olmasa da, bu sadelik insanı bir farklı çekiyormuş, gerçekten bakacak birşey olmayıp, yazar ara ara uzun uzun kendini bu sadeliğe bakarken buluyormuş. Aslında, bir şeyler anlatıyor gibi, Ian Flamingden tutun da, Sir Edmund Hillary ye, Dan Draperdan James Bonda kadar olan reklamsal hikayesinden öte, kendi halinde sessiz, sakin, göze batmayan ve sağlamlığı ile güven veren bir hikaye anlatıyormuş bu saat.
O kadar konuşup neden mi 1016 alınmadı? Önce ödeme kısmında sorun oldu, sonra öğrenildi ki ikinci el ürünler kesinlikle ülkeye giremiyor, o yüzden faturalı ürüne karar verilip bari 114270 olsun denildi. Ama biraz belki de şans olsa da gönderen kişi önce kutusunu unuttuğundan saat replika olarak işlenip çok ucuza ülkeye girdi.
Yazar bununla beraber bir çok saat denemiş, home/local göstergeleri ile kalplerde taht kuran Patek Aquanaut Travel Time, ya da Omega Planet Ocean, yarışların vazgeçilmez göstergeleri ile Rolex Daytona gibi kendi alanının gerçekten iyileri de dahil, ancak yine dönüp dolaşıp bu saati takmaya devam ediyormuş. İlk taktığında basit bir şekilde "evet ihtiyacım olan tek saat bu" demiş, ancak şimdilerde "sahip olmak istediğim tek saat bu" demeye de başlamış, Allah akıl fikir versin kendisine.
Bir süredir de bu yazıyı yazmayı planlıyordu ayrıca kendileri, ancak bir şeyler eksik geliyordu kendisine, taaa ki telefonuna wide, fisheye ve macro lens pack alana kadar. Şimdi bu bağlamda da bir ihtiyacı kalmamıştı, o yüzden dizini kırıp, oturup bunu yazdı, fotoğrafları çekerken bir sürü de kol düğmesi kullandı, hemen sonra "ne alakea yeaa" deyip hepsini sildi. E tabi yeni aldığı lenslerle çekimleri de biraz abartmış olabilir, hatta saat 60mm gibi bile görünebilir, yanıltmasın, sadece 36mm.
Zamanında 40mm daytona çıktığında herkesin bu ne be! Böyle saçmalık mı olur kim bunu takacak demesi gibi, şimdi de bu küçük saatler benzer muameleyi görüyor. Ama yazar sanırım biraz klasik birisi, klasik bir sebepten ötürü "klasik" adını alır! diyip durup beynimizi şişirse de saat güzel.
Ha bi de herkese saygılar sevgiler, iyi haftasonları.
Not: sieger sieger yazınca garip geliyor, adım Hüseyin
* viewtopic.php?f=62&t=29553
** viewtopic.php?f=13&t=29845
*** viewtopic.php?f=12&t=29972
