De Bethune

[Ankthas]

Kendine has tasarimi olan dikkat cekici bir marka. Ancak fiyatlari ucuk.

Fiyatı tek başına değerlendirirseniz haklısınız sn neperliva. Fakat bağımsız üreticilerde iş daha çok el emeği ve sanata yaklaştığı için bunun makul bir ölçüsü olamıyor. Tıpkı ressamın tablosu gibi. Tuval aynı, boya aynı, fırça aynı. Değişen tek şey resmin kendisi ve sanatçı ama biri 1000 tl etmezken diğeri milyon dolarlar edebiliyor.

Dolayısı ile bağımsız butik üreticileri ve fiyatlarını ana akımla pek karşılaştırmamak lazım.

De Bethune özeline gelirsek; bu buluşmada İstanbul dışındaydım ama yine de iki kelam edelim.

Hemen her bağımsız butik üretici gibi el işçiliğinin ve çok az sayıda üretimin olduğu bir marka. Marka ilk kurulduğunda saatin sadece parça, üretim ve montajını değil tasarımlarını bile biri saat ustası diğeri saat satıcısı olan kurucu ortaklar yapmış. Bu sebeple bugün bile hiç değişmeyen son derece kendine has bir çizgisi var. Tamamı inhouse mekanizma kullanan ve gayet komplike modellerden oluşan serileri var. Ancak birkaç özelliği çok öne çıkıyor.
Özel işlediği titanyumu sıklıkla kullanması, kullandığı metallerde ve kadranda maviye ağırlık vermesi, üçgen formlu rotorları, kendine has kasa yapısı ve astronomik temalı kadranları ile özel bir marka.

Bağımsız butik markalar içinde De Bethune benim de beğendiğim hatta ilk beşime giren bir üretici.

İlgilenenler için; bence yüksek saatçiliğin en tepesi olan bağımsız üreticilerde sıralamam şöyle

1- Kari Voutilainen
2- Philippe Dufour
3- Roger Smith
4- Lang & Heyne
5- De Bethune
6- Romain Goutier, Manufacture Royale diye devam eder.

Ana akımda çok popüler olsalar da AP, Panerai, Zenith ve Omega'yı nasıl en iyiler listeme koyamıyorsam bu bölümde de F.P. Journe, Richard Mille, Frank Müller gibi üreticileri artık el işçiliğinden uzaklaşıp yüksek adetli fabrikasyon üretime gittikleri için benim kriterlerime uymadıklarından listeme almıyorum.

Tabi hemen yanlış anlamaları önlemek için ekleyelim,hem butik üretim hem ana akımdaki bu tercihler tamamen benim öncelik verdiğim kriterlere göredir. Sizlerin sıralaması sizin zevkiniz ve tercihlerinize göre çok çok farklı olabilir. Önemli olan saatlerinizi içinize sinerek zevkle kullanmanızdır.

SM-A810F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

sizin yazılarınızı okudukça horoloji dünyasının kapısına bile henüz yaklaşamadığımı düşünüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Üstadım Laurent Ferrier ve Moser & Cie için ne düşünüyorsunuz? 2. klasmana mı giriyorlar?

[afl]

Kendine has tasarimi olan dikkat cekici bir marka. Ancak fiyatlari ucuk.

Fiyatı tek başına değerlendirirseniz haklısınız sn neperliva. Fakat bağımsız üreticilerde iş daha çok el emeği ve sanata yaklaştığı için bunun makul bir ölçüsü olamıyor. Tıpkı ressamın tablosu gibi. Tuval aynı, boya aynı, fırça aynı. Değişen tek şey resmin kendisi ve sanatçı ama biri 1000 tl etmezken diğeri milyon dolarlar edebiliyor.

Dolayısı ile bağımsız butik üreticileri ve fiyatlarını ana akımla pek karşılaştırmamak lazım.

De Bethune özeline gelirsek; bu buluşmada İstanbul dışındaydım ama yine de iki kelam edelim.

Hemen her bağımsız butik üretici gibi el işçiliğinin ve çok az sayıda üretimin olduğu bir marka. Marka ilk kurulduğunda saatin sadece parça, üretim ve montajını değil tasarımlarını bile biri saat ustası diğeri saat satıcısı olan kurucu ortaklar yapmış. Bu sebeple bugün bile hiç değişmeyen son derece kendine has bir çizgisi var. Tamamı inhouse mekanizma kullanan ve gayet komplike modellerden oluşan serileri var. Ancak birkaç özelliği çok öne çıkıyor.
Özel işlediği titanyumu sıklıkla kullanması, kullandığı metallerde ve kadranda maviye ağırlık vermesi, üçgen formlu rotorları, kendine has kasa yapısı ve astronomik temalı kadranları ile özel bir marka.

Bağımsız butik markalar içinde De Bethune benim de beğendiğim hatta ilk beşime giren bir üretici.

İlgilenenler için; bence yüksek saatçiliğin en tepesi olan bağımsız üreticilerde sıralamam şöyle

1- Kari Voutilainen
2- Philippe Dufour
3- Roger Smith
4- Lang & Heyne
5- De Bethune
6- Romain Goutier, Manufacture Royale diye devam eder.

Ana akımda çok popüler olsalar da AP, Panerai, Zenith ve Omega'yı nasıl en iyiler listeme koyamıyorsam bu bölümde de F.P. Journe, Richard Mille, Frank Müller gibi üreticileri artık el işçiliğinden uzaklaşıp yüksek adetli fabrikasyon üretime gittikleri için benim kriterlerime uymadıklarından listeme almıyorum.

Tabi hemen yanlış anlamaları önlemek için ekleyelim,hem butik üretim hem ana akımdaki bu tercihler tamamen benim öncelik verdiğim kriterlere göredir. Sizlerin sıralaması sizin zevkiniz ve tercihlerinize göre çok çok farklı olabilir. Önemli olan saatlerinizi içinize sinerek zevkle kullanmanızdır.

SM-A810F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

sizin yazılarınızı okudukça horoloji dünyasının kapısına bile henüz yaklaşamadığımı düşünüyorum.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Üstadım Laurent Ferrier ve Moser & Cie için ne düşünüyorsunuz? 2. klasmana mı giriyorlar?

Moser yılda 1200 civarında üretim yapıyor ve tüm mekanizmaların finishing ini elde yaptığını iddia ediyor. Personel sayısı 55.
Philippe Dufour un yılda 10-18 saat, Kari Voutilainen'in (personel sayısı 12) maksimum 38 saat yaptığını düşününce durum ortaya çıkıyor. Ayrıca Moserin genel çizgisini, optik olarak stilini ama daha önemlisi özellikle İsviçre saatçiliği hakkında kestiği ahkamları çok itici bulduğum için ilgimi çekmiyor.

Laurent Ferrier ise 27 yıl boyunca Patek de çalışmış üstelik bunun önemli bir bölümünü departmanın başında master watchmaker olarak geçirmiş bir usta. Başka hiç bir firmada çalışmamış ve Patek dönemi bitince kendi markasını kurmuş. Bu açıdan bakınca kısıtlı üretim adedi ve el sanatı olarak çok üst düzey. Fakat mesleki hayatının tamamını Patek'e vermiş biri ne kadar özgün tarz yaratabilir tartışılır. Kendi markasında Patek'te yapamadığını mı yapıyor? Sanmam. Laurent Ferrier'ler çok Patek duruyor, ya da başka bakış açısıyla Patek'lerde çok LF imzası var da denilebilir Sonuçta işçilik ve kalite mükemmel, buna laf eden taş olur herhalde ama konu başlığı olan bir De Bethune kadar bile özgün değil bence. Yine belirtmeden geçemiyeceğim tabi, bunlar benim düşüncelerim ve beni bağlar.

[MertYe]

Bu arada ufak bir ekleme yapmak gerekirse yıllık üretim olarak 100-110 adetlerden bahsedildi De Bethune adına.

SM-G955F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

[Bg17]

Kendine has tasarimi olan dikkat cekici bir marka. Ancak fiyatlari ucuk.

Fiyatı tek başına değerlendirirseniz haklısınız sn neperliva. Fakat bağımsız üreticilerde iş daha çok el emeği ve sanata yaklaştığı için bunun makul bir ölçüsü olamıyor. Tıpkı ressamın tablosu gibi. Tuval aynı, boya aynı, fırça aynı. Değişen tek şey resmin kendisi ve sanatçı ama biri 1000 tl etmezken diğeri milyon dolarlar edebiliyor.

Dolayısı ile bağımsız butik üreticileri ve fiyatlarını ana akımla pek karşılaştırmamak lazım.

De Bethune özeline gelirsek; bu buluşmada İstanbul dışındaydım ama yine de iki kelam edelim.

Hemen her bağımsız butik üretici gibi el işçiliğinin ve çok az sayıda üretimin olduğu bir marka. Marka ilk kurulduğunda saatin sadece parça, üretim ve montajını değil tasarımlarını bile biri saat ustası diğeri saat satıcısı olan kurucu ortaklar yapmış. Bu sebeple bugün bile hiç değişmeyen son derece kendine has bir çizgisi var. Tamamı inhouse mekanizma kullanan ve gayet komplike modellerden oluşan serileri var. Ancak birkaç özelliği çok öne çıkıyor.
Özel işlediği titanyumu sıklıkla kullanması, kullandığı metallerde ve kadranda maviye ağırlık vermesi, üçgen formlu rotorları, kendine has kasa yapısı ve astronomik temalı kadranları ile özel bir marka.

Bağımsız butik markalar içinde De Bethune benim de beğendiğim hatta ilk beşime giren bir üretici.

İlgilenenler için; bence yüksek saatçiliğin en tepesi olan bağımsız üreticilerde sıralamam şöyle

1- Kari Voutilainen
2- Philippe Dufour
3- Roger Smith
4- Lang & Heyne
5- De Bethune
6- Romain Goutier, Manufacture Royale diye devam eder.

Ana akımda çok popüler olsalar da AP, Panerai, Zenith ve Omega'yı nasıl en iyiler listeme koyamıyorsam bu bölümde de F.P. Journe, Richard Mille, Frank Müller gibi üreticileri artık el işçiliğinden uzaklaşıp yüksek adetli fabrikasyon üretime gittikleri için benim kriterlerime uymadıklarından listeme almıyorum.

Tabi hemen yanlış anlamaları önlemek için ekleyelim,hem butik üretim hem ana akımdaki bu tercihler tamamen benim öncelik verdiğim kriterlere göredir. Sizlerin sıralaması sizin zevkiniz ve tercihlerinize göre çok çok farklı olabilir. Önemli olan saatlerinizi içinize sinerek zevkle kullanmanızdır.

SM-A810F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Abi herzamanki gibi soylediginin altina imzami atarim.

Tabii iki kelam etmek de isterim. Saat isinde sanat kavramina yaklasmak/anlamak icin biraz vakit gecirmek gerekiyor. Koleksiyoner olmak icin bence on sart degil.


Ben sahsen begendim bu markayi. Benim kriterlerime uymuyor ama eleme nedenim olmaz.

El isciligi makenizma gibi kriterlere girmek/anlamak icin once esnaf mantigindan, sonra marka degerinden uzaklasmak gerekiyor. Cok kolay degil. Daha da net soylemekngerekirse sosyal baskiyi birakmak/umursamamak gerekiyor.

[Ankthas]

Moser yılda 1200 civarında üretim yapıyor ve tüm mekanizmaların finishing ini elde yaptığını iddia ediyor. Personel sayısı 55.
Philippe Dufour un yılda 10-18 saat, Kari Voutilainen'in (personel sayısı 12) maksimum 38 saat yaptığını düşününce durum ortaya çıkıyor. Ayrıca Moserin genel çizgisini, optik olarak stilini ama daha önemlisi özellikle İsviçre saatçiliği hakkında kestiği ahkamları çok itici bulduğum için ilgimi çekmiyor.

Laurent Ferrier ise 27 yıl boyunca Patek de çalışmış üstelik bunun önemli bir bölümünü departmanın başında master watchmaker olarak geçirmiş bir usta. Başka hiç bir firmada çalışmamış ve Patek dönemi bitince kendi markasını kurmuş. Bu açıdan bakınca kısıtlı üretim adedi ve el sanatı olarak çok üst düzey. Fakat mesleki hayatının tamamını Patek'e vermiş biri ne kadar özgün tarz yaratabilir tartışılır. Kendi markasında Patek'te yapamadığını mı yapıyor? Sanmam. Laurent Ferrier'ler çok Patek duruyor, ya da başka bakış açısıyla Patek'lerde çok LF imzası var da denilebilir Sonuçta işçilik ve kalite mükemmel, buna laf eden taş olur herhalde ama konu başlığı olan bir De Bethune kadar bile özgün değil bence. Yine belirtmeden geçemiyeceğim tabi, bunlar benim düşüncelerim ve beni bağlar.

Değerli yorumlarınız için çok teşekkürler. Moser için söyledikleriniz çok doğru, örnek olarak Instagram hesaplarını takip ediyorum ve ciddi bir kibir söz konusu adamların her postunda. Yine de çok güzel, doya doya bakılası kadranlar yapıyorlar, çok beğeniyorum.

LF konusunda ise ben oldukça orjinal bir olduğunu düşünüyorum. Mesela handset'i artık bir marka haline geldi, "Breguet hands" gibi "Laurent Ferrier hands" denildiğinde insanın gözünün önüne hemen geliyor. Sırf kollar da değil, çok uzaktan saati gördüğünüz anda bu LF diyebiliyorsunuz. Mekanizma için ise bir şey söyeleyecek kadar bilgi birkimim yok.