Arkadaşlar hepinize tekrar merhaba.
Konuya rastlamamış ve muhtemelen unutmuş olanlar için daha önce birkaç saatim hakkında görüşlerimi yazdığım “Birkaç Saat Hakkında Birkaç Lakırdı” konumun linkini şuraya iliştireyim belki okumak isteyen çıkar.
viewtopic.php?t=27490
Konuda da daha önce yazdığım gibi benim buradaki insanlara saatler hakkında öğreteceğim veya az sonra birkaç kelam edeceğim 2 saat hakkında daha önce bilmediğiniz bir şey söyleyeceğim bir durum tabii ki yok. Sizler bu saatleri ben pilli oyuncaklar takarken kullanıp satmıştınız bile itiraf edin.
Peki neden buradayım?
Öncelikle hikayemde de bahsettiğim üzere ben saatlerden zevk alan bir insan olarak sizlerin muhabbetini seviyorum zaten o yüzden belki biraz uzar bilmiyorum. Zaten incelemeden ziyade biraz sohbet biraz da kendi görüşlerimden oluşmakta bu konu. Bu konunun öncelikli amacı da budur. Daha sonra çoğunlukla japon saatler üzerinde durup ya şu Swiss Made de ne ola ki acaba? Diye aklına takılan kullanıcılar var ya ha işte onlar için buradayım. 2 kelam edip kaçacağım.
Öncelikli amacım 1 adet Oris TSF SE Aquis saat edinmek. Bunu da 2018 yılı içerisinde sağlamayı düşünüyorum (çok güzel düşünürüm bu arada). Ama dedim ki gel Rıdvan o zamana kadar sadece japon kardeşlerini kucaklama. Başkalarına da kucak aç. Batıya açıl. Düşündüm düşündüm (güzel düşünürüm demiştim) kendime en uygun aday olarak Tissot PRS516 belirledim. Fiyat güzel, tasarım harika, ikinci elde bulunabilir ve tekrar satılabilirdi. Hemen sarıldım bir sahibinden ilanına üstelik garanti belgesi bile vardı. Ve evet sahte çıktı gülmeyin. Etrafta çok fazla sahte PRS516 var dostlar kesinlikle dikkat edin özellikle S ile başlayan firmaya diyim siz anlarsınız.
Gelen sahte saatten sonra biraz hevesim kaçmıştı açıkçası. Hatta gemileri yakıp tüm saatleri satacağım o parayla da bir sahil kasabasına gidip 1 hafta tatil yapıp geleceğim demiştim. Param ona yeterdi neyse . İadeler şunlar bunlar derken sağlam bir yerden alınma faturalı bir PRS denk getirdim. Saati bir açtım ki o da ne?
Mükemmel bir kadran rengi.
Swiss Made’e minnacık bir giriş yapmayı düşünen dostlarıma önerim kesinlikle bu bütçede bu modeli kolunuzda görmeden başka saatlere yönelmeyin (bu bütçede çok alternatif olmasa da). Gerçekten çok hoş ve güneşte dans eden bir kadran rengine sahip mavi modeli. Japon emsallerine oranla saniyenin daha akıcı olması seyir zevkini, saatten alınan hazzı gerçekten arttırıyor (Grand Seiko’cular ihihihi yapıyor bu arada). Malzeme kalitesine gelecek olursak hiç fena değil fiyatına göre. Gerçekten güzel bir F/P ürünü. Metal bileziğinde ismini bilmediğim ama hani şu ince ayar yaptığımız şey olmaması beni biraz üzmüyor değil. Bunun dışında saatin bezeline karşı dikkatli olmak gerek evet. Aldığım saatin bezelinde ufak birkaç iz mevcut ama onlarla yaşamaya alıştım ama siz dikkat edin derim. Saatin sevmediğim bir yönüyse neden bilmiyorum siz beni aydınlatın rüzgar değse iz yapıyor camında. Takmaktan çok büyük bir keyif alsam da, kadranı izlemeye doyamasam da en ufak şeyde iz oluyor ve tüm günüm cam silmekle geçiyor.
Tabii ki Eta mekanizmanın en sevdiğim yönüyse japon kardeşlerine göre tarihin daha dakik ve günle tarihin aynı anda atma olayı. Padi’de 20 dakika önceden başlayan sekans konudaki 2 Swiss saatte +-90 saniye aralığında ve tık diye bir anda ikisi de aynı anda atıyor. Dakiklik yönünden bahsedecek olursak elimdeki 2 saat de genelde -7 seviyesinde dolaşıyor ki yine japon emsallerine göre güzel değerler. Velhasılı sözün özü bu saat Swiss modellere giriş yapmak isteyen ama bu işe öyle çok bütçe ayırmak istemeyenler için gerçekten çok güzel bir alternatif. Ayrıca çok parlak olmasa da çok hoş mavi bir lume bahşediyor bize ki çok hoş bir detay. Şuraya birkaç fotoğrafını da bırakıyorum ve diğer saatime geçiyorum.
Gelelim forumdan edindiğim gönlümün efendisi Steinhart Ocean One GMT saatimize. Aşk gibi oldu benim için. Beklemediğim bir anda çıkageldi. Plansız, saniyelik şekilde. Forumda gördüm ve 2 gün sonra bileğimdeydi. Kalibresini mekanizmasını zaten biliyorsunuz yukarıdaki modelin gmt fonksiyonlu hali. O yüzden zaman tutmaları da benzer. Ama bu saati diğer saatlerimden ayıran en güzel özelliği bezeli. Seramik bezel sen ne güzel bir detaymışsın meğerse. Gerçekten saati izleyesiniz geliyor bezele baktıkça. Biliyorum birçok yabancı forumda homage modellere özellikle de Steinhart’a bu yönüyle olumsuz bakılıyor. Belki aranızda da özgün bir tasarıma sahip olmadığı için alınacaklar listesine dahil etmemiş olanlar olabilir ama ben bu “homage” işine olumlu bakıyorum forumdaşlarım. Zira bu kardeşiniz nereden bulsun bir Rolex de koluna taksın. Anca forum buluşmasında denk gelirim de birinizden “Ver de bi foto çekineyim be abi.” Diye rica edip alır takarım. E şimdi ben napayım öleyim mi? Hayır gidip bir Steinhart alayım. O yüzden Steinhart’a sahip çıkalım fakir kardeşleriniz onu Rolex gibi takıyor.
Gmt fonksiyonu benim çok işime yarayacak bir özellik olmasa da tasarıma kırmızı rengiyle hoş bir hava katıyor. Ayrıca onu 12/24 saat göstergesi olarak kullanıyorum ki saat durduğunda tarihi ayarlayacağım ama günde mi kaldı gecede mi kaldı diye düşünmeyeyim diyerek normal saatimiz kaçtaysa onu da 24 saat diliminde o saate getirip bu amaçla kullanıyorum fena da olmadı. Malzeme kalitesinin PRS’ye göre daha iyi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim gerek kasa gerekse bilezik kalitesi olarak. Ayrıca çok hoşuma giden tek vidayı bileziğe sıkıştırdığımız haliyle oldukça pratik bir şekilde gerek kordon değişimi yapılabiliyor, gerekse kordon kısaltılıp uzatılabiliyor.
Kordon değişimi demişken bu saatin bildiğiniz gibi çok hoş bir silikon kordonu da var ki tasarımı ayrı bir noktaya taşıyor, güzelleştiriyor. Ben metal bilezik meraklısı biri olarak zevkle silikon kordonunu kullandım. Endlink diye geçen parçayı, saatin sustasını sökmeye gerek kalmadan tek vidayla silikon kordonu da seçebiliyoruz ama tabii ki kısaltım için silikonu kesmemiz gerekiyor ki biraz içim acımadı değil. Kurma kolu kendini bir bebek gibi elinize bırakıyor ve kurarken hiç hissetmiyorsunuz bile bunu da bir artı olarak ekleyeyim.
Yine Swiss dünyasına girip biraz daha fazla bütçe ayırabilecek arkadaşlar için Steinhart güzel bir tercih olacaktır. Yine bu güzelliğin de birkaç fotoğrafını bırakıyorum.
Bu da minik kardeşi Invicta ile kendileri.
Ve son olarak saat ailemizin asıl kayda değer kısmı. (Bunlardan da yazının başındaki linkte bahsetmiştim)
2 kelam diyip biraz uzattım sanırım ama dediğim gibi maksat sohbetti. Sabredip sonuna kadar okumuş olanlarınız varsa önce tebrik sonra teşekkür ederim. Bir sonraki sohbet Oris üstüne olur umarım diyerek sizlere veda edeyim dostlarım kendinize iyi bakın.