Rolex Milgauss Tarihçe ve 116400GV Detaylı İnceleme
Gönderilme zamanı: 15 Mar 2018, 19:01Öncelikle herkese iyi dileklerinden dolayı teşekkür eder, forumdan alırken bilgilerini tecrübelerini esirgemeyen üyelerimize tekrardan saygılarımı sunarım.
Uzun zamandır aklımın köşesinde olan Rolex Milgauss 116400GV nin elimden geldiğince detaylı bir incelemesini yapmaya çalışacağım, aşağıda yer alan bilgiler gerek çeşitli referanslar gerek benim daha önce edindiğim bilgiler harmanlanarak ortaya çıkmıştır.
İncelemeyi 7 ana konu altına böldüm:
1. Tarih
2. Kasa
3. Kadran
4. Cam
5. Mekanizma
6. Çelik kordon
1. Milgauss un tarihi
1954 tarihinde yüksek manyetik alanlara dayanıklık esası ile ilk Milgauss (ref. 6541), araştırma laboratuvar ve güç santrallerinde çalışan bilim adamları için üretildi. Bu tarz bir saat talebi bulunanlardan bir tanesi tarih itibari ile nükleer araştırma merkezi olan CERN (Organisation Européenne pour la Recherche Nucléaire) di.
Aşağıdaki resimlerde ref.1019 un kitapçığında CERN ile ilgili bölümleri görebilirsiniz.
İlk çıktığında iki versiyon olan Milgauss daha çok bulunabilen ref.6541 ve daha ender olan ref.6543 (88 adet üretilmiş). 6541 modeli “faraday kafesi” mantığı ile üretildiğinden tamamen anti-manyetik olduğu bahsediliyor. İki modelde de Cal. 1080 mekanizma olarak kullanılırken, submariner daki gibi dönen bir bezel, fakat güncel versiyonlarındaki gibi bir renkli yerine renksiz bir yıldırım tarzı saniye kolu yer almaktaydı. Güncel versiyonlardaki turuncu yerine beyaz altın kullanılmış o dönemde.
Milgauss un kelime anlamı fransızcada “mille” yani 1.000 ve “Gauss” un birleşiminden ortaya çıkmaktadır. Gauss manyetik alan araştırması yapan ünlü Alman bilim adamı Carl Friedrich Gauss un soyadından alınmaktadır. Aynı zamanda başka bir birim olan Tesla (T) için çevrim yapacak olursak 1.000 Gauss, 0.1 Tesla ya denk gelmektedir. Dönemin saatleri 1.000 gauss un neredeyse %6 civarındaki manyetik alana kadar dayanıklılık sağlayabiliyormuş.
Dönemin saatlerinden IWC Ingenieur ve Omega Railmaster diğer anti-manyetik özellikler barındıran iki örneği.
Milgauss un asıl hedef kitlesi o dönemin bilim adamları iken şu anda ikonik bir tasarım olmuş diyebileceğimiz tasarım bizlerin kollarında da manyetizma ile savaşmaya devam ediyor
2. Kasa
Milgauss un kasası 40mm çapında genel itibari ile bezeli ve kasası parlatılmış yüzeylere sahip. Nitekim resim çekerken genel itibari ile kendinizde kadrana girmek durumunda kalıyorsunuz. Kasa diğer kıyas modellere göre daha kalın, bilekten yüksek kalıyor bunun nedeni de içerisinde manyetik koruması için kullanılan fazladan parçalar. Fakat datejust ii dana daha rahat geldi bana geldi kolumda. Kasa daha ağır olduğu ve lug ların ergonomisinden dolayı, daha rahat bir kullanım sundu.
Eski milgauss lar gibi faraday kafesi mantığı kullanıldığı için aşağıda arka kapağın altında bulundan “B” logolu kapağın resmini görebilirsiniz. Bahsi geçen “B” manyetik akı yoğunluğunun işaretidir.
Ayrı rolex modellerinde görmeye alışık olmadığımız işlemeler mevcut arka kapakta.
Genel itibari ile ağır bir saat denebilir, çelik kordon dahil 157 gram. Sea-Dweller 16600 a göre 10 gram daha ağır fakat fazlasıyla bilekte rahat diyebilirim.
3. Kadran
Siyah bir kadrana sahiplik eden bu milgauss modelinde 3,6,9 rakamları turuncu ve diğer marker lara göre daha kalın bir şekilde konumlandırılmış. Saatte tarih penceresi yok, benim estetik anlayışıma göre genel itibari ile simetriyi bozduğu için tarih penceresi olmayan saatler daha çok hoşuma gidiyor.
Böyle bir komplikasyon yapmamalarının nedeni, böyle bir açıklığın manyetizma için bir zayıflık sağlayacağı.
Saat ve dakika kolları klasik datejust tarzı, saniye kolu ise alışılmışın dışında turuncu bir yıldırım şeklinde, herhalde bu özellik milgauss un en dikkat çeken özelliği diyebiliriz. Seveni olduğu kadar sevmeyenide fazlasıyla mevcut. Benim anladığım kadarıyla milgauss u ya çok seviyorsunuz ya da hiç sevmiyorsunuz.
Lume ye gelecek olursa, turuncu bölümler mavi, geri kalan beyaz bölümler yeşil bir lume sağlıyor. Bu tarz sadece siyah kadranlı versiyonda mevcut, mavi kadranlı versiyonda büyün indisler beyaz ve yeşil lumeye sahip.
İyi bir güneş ışına maruz kaldıktan sonra yaklaşık 5-6 saat yeşil lume li kısımlar aydınlık kalabiliyor fakat mavi kısımlar 15-20dk içerisinde sönük bir hale geliyor.
4. Cam
Saatin 116400GV referansındaki “GV” nin açılımı “glace verte”. Kristal in kenarındaki yeşil bölümleri refere ediyor. Çeşitli açılardan güzel bir yeşil renk sunuyor bizlere. İlk Üretimi sırasında Rolex in bir çok sorunla karşılaştırdığı rivayetler arasında. Bu sorunlardan dolayı çok az üretildiği için hiçbir yerde stok olmamasından dolayı fiyatının gri markette fazlasıyla yükseldiğinden bahsedilmiş.
Milgauss GV nin camında, rolex modellerinde 6 yönünde bulunan lazer işlemesi mevcut değil. Bunun nedeni yeşil kristalin görünümünü etkileyeceği yönünde. Güvenlik önlemi olarak kullanılan bu yöntem bu kristalde çok belli olacağı için rolex kullanmamış.
Bir diğer rivayet, üretimi çok zor olduğu için, kopyalanma riski de çok olmadığından böyle bir güvenlik önlemi almadıkları.
5. Mekanizma
Güncel Milgauss ların mekazizması Cal. 3131, Cal. 3130 un mavi antimanyetik hairspring ile modifiye edilmiş hali. Günlük yaklaşık 2-3 saniye kadar sapması oldu denediğim dönem boyunca. Mekanizmalar konusunda çok fazla bilgim ile konuyu destekleyemeceğim için en kısa bölüm burası. Resimler alıntıdır.
6. Çelik kordon
Milgauss Oyster kordon ile geliyor ref. 72400, sadece bu modelde olan bir kordon, diğer rolex modellerinde kullanılmıyor bildiğim kadarıyla. Bunun nedeni lugların arasındaki eğim ve yüksek kasa olduğunu tahmin ediyorum.
Kilit mekanizmasında rolex in “easy link” I mevcut nitekim sıcak günlerde, bileğinizin şiştiği veya rahatsız ettiği dönemlerde yarım bir bakla kadar kordonu genişletiyor. Bana çok kullanışlı geldi.
Kilit mekanızması yine çoğu rolexte görmediğimiz tarzda, nasıl anlatırım bilemedim ama, resimlerde mevcut.
Genel itibari ile hep rolex kordonlarının rahatlığından bahsedilir, bu konuda gerçekten çok şaşırdım bu kadar rahat olacağını beklemiyordum.
Genel itibari ile Milgauss GV den çok memnunum, hem spor hem klasik giyime gidebilecek, rahat kullanımlı ve güzel bir tarihi olan bir saat.
Uzun zamandır aklımın köşesinde olan Rolex Milgauss 116400GV nin elimden geldiğince detaylı bir incelemesini yapmaya çalışacağım, aşağıda yer alan bilgiler gerek çeşitli referanslar gerek benim daha önce edindiğim bilgiler harmanlanarak ortaya çıkmıştır.
İncelemeyi 7 ana konu altına böldüm:
1. Tarih
2. Kasa
3. Kadran
4. Cam
5. Mekanizma
6. Çelik kordon
1. Milgauss un tarihi
1954 tarihinde yüksek manyetik alanlara dayanıklık esası ile ilk Milgauss (ref. 6541), araştırma laboratuvar ve güç santrallerinde çalışan bilim adamları için üretildi. Bu tarz bir saat talebi bulunanlardan bir tanesi tarih itibari ile nükleer araştırma merkezi olan CERN (Organisation Européenne pour la Recherche Nucléaire) di.
Aşağıdaki resimlerde ref.1019 un kitapçığında CERN ile ilgili bölümleri görebilirsiniz.
İlk çıktığında iki versiyon olan Milgauss daha çok bulunabilen ref.6541 ve daha ender olan ref.6543 (88 adet üretilmiş). 6541 modeli “faraday kafesi” mantığı ile üretildiğinden tamamen anti-manyetik olduğu bahsediliyor. İki modelde de Cal. 1080 mekanizma olarak kullanılırken, submariner daki gibi dönen bir bezel, fakat güncel versiyonlarındaki gibi bir renkli yerine renksiz bir yıldırım tarzı saniye kolu yer almaktaydı. Güncel versiyonlardaki turuncu yerine beyaz altın kullanılmış o dönemde.
Milgauss un kelime anlamı fransızcada “mille” yani 1.000 ve “Gauss” un birleşiminden ortaya çıkmaktadır. Gauss manyetik alan araştırması yapan ünlü Alman bilim adamı Carl Friedrich Gauss un soyadından alınmaktadır. Aynı zamanda başka bir birim olan Tesla (T) için çevrim yapacak olursak 1.000 Gauss, 0.1 Tesla ya denk gelmektedir. Dönemin saatleri 1.000 gauss un neredeyse %6 civarındaki manyetik alana kadar dayanıklılık sağlayabiliyormuş.
Dönemin saatlerinden IWC Ingenieur ve Omega Railmaster diğer anti-manyetik özellikler barındıran iki örneği.
Milgauss un asıl hedef kitlesi o dönemin bilim adamları iken şu anda ikonik bir tasarım olmuş diyebileceğimiz tasarım bizlerin kollarında da manyetizma ile savaşmaya devam ediyor
2. Kasa
Milgauss un kasası 40mm çapında genel itibari ile bezeli ve kasası parlatılmış yüzeylere sahip. Nitekim resim çekerken genel itibari ile kendinizde kadrana girmek durumunda kalıyorsunuz. Kasa diğer kıyas modellere göre daha kalın, bilekten yüksek kalıyor bunun nedeni de içerisinde manyetik koruması için kullanılan fazladan parçalar. Fakat datejust ii dana daha rahat geldi bana geldi kolumda. Kasa daha ağır olduğu ve lug ların ergonomisinden dolayı, daha rahat bir kullanım sundu.
Eski milgauss lar gibi faraday kafesi mantığı kullanıldığı için aşağıda arka kapağın altında bulundan “B” logolu kapağın resmini görebilirsiniz. Bahsi geçen “B” manyetik akı yoğunluğunun işaretidir.
Ayrı rolex modellerinde görmeye alışık olmadığımız işlemeler mevcut arka kapakta.
Genel itibari ile ağır bir saat denebilir, çelik kordon dahil 157 gram. Sea-Dweller 16600 a göre 10 gram daha ağır fakat fazlasıyla bilekte rahat diyebilirim.
3. Kadran
Siyah bir kadrana sahiplik eden bu milgauss modelinde 3,6,9 rakamları turuncu ve diğer marker lara göre daha kalın bir şekilde konumlandırılmış. Saatte tarih penceresi yok, benim estetik anlayışıma göre genel itibari ile simetriyi bozduğu için tarih penceresi olmayan saatler daha çok hoşuma gidiyor.
Böyle bir komplikasyon yapmamalarının nedeni, böyle bir açıklığın manyetizma için bir zayıflık sağlayacağı.
Saat ve dakika kolları klasik datejust tarzı, saniye kolu ise alışılmışın dışında turuncu bir yıldırım şeklinde, herhalde bu özellik milgauss un en dikkat çeken özelliği diyebiliriz. Seveni olduğu kadar sevmeyenide fazlasıyla mevcut. Benim anladığım kadarıyla milgauss u ya çok seviyorsunuz ya da hiç sevmiyorsunuz.
Lume ye gelecek olursa, turuncu bölümler mavi, geri kalan beyaz bölümler yeşil bir lume sağlıyor. Bu tarz sadece siyah kadranlı versiyonda mevcut, mavi kadranlı versiyonda büyün indisler beyaz ve yeşil lumeye sahip.
İyi bir güneş ışına maruz kaldıktan sonra yaklaşık 5-6 saat yeşil lume li kısımlar aydınlık kalabiliyor fakat mavi kısımlar 15-20dk içerisinde sönük bir hale geliyor.
4. Cam
Saatin 116400GV referansındaki “GV” nin açılımı “glace verte”. Kristal in kenarındaki yeşil bölümleri refere ediyor. Çeşitli açılardan güzel bir yeşil renk sunuyor bizlere. İlk Üretimi sırasında Rolex in bir çok sorunla karşılaştırdığı rivayetler arasında. Bu sorunlardan dolayı çok az üretildiği için hiçbir yerde stok olmamasından dolayı fiyatının gri markette fazlasıyla yükseldiğinden bahsedilmiş.
Milgauss GV nin camında, rolex modellerinde 6 yönünde bulunan lazer işlemesi mevcut değil. Bunun nedeni yeşil kristalin görünümünü etkileyeceği yönünde. Güvenlik önlemi olarak kullanılan bu yöntem bu kristalde çok belli olacağı için rolex kullanmamış.
Bir diğer rivayet, üretimi çok zor olduğu için, kopyalanma riski de çok olmadığından böyle bir güvenlik önlemi almadıkları.
5. Mekanizma
Güncel Milgauss ların mekazizması Cal. 3131, Cal. 3130 un mavi antimanyetik hairspring ile modifiye edilmiş hali. Günlük yaklaşık 2-3 saniye kadar sapması oldu denediğim dönem boyunca. Mekanizmalar konusunda çok fazla bilgim ile konuyu destekleyemeceğim için en kısa bölüm burası. Resimler alıntıdır.
6. Çelik kordon
Milgauss Oyster kordon ile geliyor ref. 72400, sadece bu modelde olan bir kordon, diğer rolex modellerinde kullanılmıyor bildiğim kadarıyla. Bunun nedeni lugların arasındaki eğim ve yüksek kasa olduğunu tahmin ediyorum.
Kilit mekanizmasında rolex in “easy link” I mevcut nitekim sıcak günlerde, bileğinizin şiştiği veya rahatsız ettiği dönemlerde yarım bir bakla kadar kordonu genişletiyor. Bana çok kullanışlı geldi.
Kilit mekanızması yine çoğu rolexte görmediğimiz tarzda, nasıl anlatırım bilemedim ama, resimlerde mevcut.
Genel itibari ile hep rolex kordonlarının rahatlığından bahsedilir, bu konuda gerçekten çok şaşırdım bu kadar rahat olacağını beklemiyordum.
Genel itibari ile Milgauss GV den çok memnunum, hem spor hem klasik giyime gidebilecek, rahat kullanımlı ve güzel bir tarihi olan bir saat.
