Merhaba sevgili dostlar. Yaklaşık 8 aydır bileğime şeref veren bu efsaneden bahsetmek istiyorum. Ama işimin çok da kolay olmadığının farkındayım. Zira, çok zengin ve dolu dolu bir tarihi olan bu modelin umarım hakkını verebilirim. Ayrıca TSF gibi bir saat külliyatına sahip bir forumda doğru düzgün Moonwatch incelemesi ya da tarihçesi olmaması bence eksiklik Eğer gözümden kaçtıysa, incelemeyi yapan arkadaştan şimdiden özür dilerim. Emeğe hep saygı çünkü Hadi başlayalım..
SPEEDMASTER'IN DOĞUŞU
Speedmaster'ın zengin tarihi 1957'de başlıyor. Ki, bu yıllar daha "moonwatch" un doğmadığı zamanlar. Omega o yıllarda "professional" koleksiyonu adını verdiği üç model tanıttı. Bu yeni 3 modelin adları; Seamaster300, Speedmaster ve Railmaster'dı. Speedmaster, bir yarış ve spor kronografı olarak tanıtıldı ve Omega'nın 1956 Melbourne Olimpiyat Oyunlarının resmi zaman tutucusu konumunu tamamlıyordu.
İlk Speedmaster modeli olan Claude Baillod tasarımı ref. CK 2915 nam-ı diğer "Broad Arrow", modelin günümüze kadar ulaşacak bazı kilit özelliklerini taşıyordu. Bunlar; 9 yönünde saniye, 3 yönünde dakika ve 6 yönünde saat'ten oluşan üçlü sub-dial tasarımı, kadranla yüksek kontrasta sahip indisler ve kubbe tasarıma sahip mika cam. 39mm çapı olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
İlk Speedmaster olan bu modele hayat veren Cal 321, daha sonra saatin yaşına göre caliber 861, 863, 1861 yada 1863 olarak farklı adlar altında, ama temel yapısını koruyarak günümüze kadar Speedmaster'lara hayat vermeye devam etti. 1942'de tanıtılan cal 321 Omega ve Lemania'nın ortaklaşa bir projesi olarak ortaya çıktı. Çok başarılı bir ünite olarak doğan cal 321 takip eden yıllarda Breguet, Patek ve Vacheron dahil bir çok markanın chronograph modellerinde temel olarak alındı.
Cal 321
1958 yılında tanıtılan ikinci Speedmaster ref. CK 2998 ile Omega okunabilirliği artırmak için bir kaç değişikliğe gitti. Çap 39'dan 40'a çıktı, kahverengi "dokunuşu" olan ilk Speedmaster kadranı yerine siyah zemin kadran ve siyah renk alüminyum bezel kullanıldı.
Ve 1962'de tanıtılan Ref. ST 105.002
Yıllar geçtikçe Speedmaster'ın bügünkü halini aldığı gözden kaçmamalı. Doğuş 1957 ama yıllar ilerledikçe yapılan "dokunuşlar" onu bügünkü "kült" haline taşıdı.. Bu aslında tarihi zengin olan bütün modellerde böyledir. Speedmaster'ın tarihini ele aldıktan sonra sıra Moonwatch'un doğuşunda..
MOONWATCH DOĞUYOR
Speedmaster'ın NASA ile olan ilişkisi 1962 yılında başladı. Wally Schirra - ve aynı zamanda ilk Amerikalı astronotlardan biri olan Mercury 9'un astronotu Gordon Cooper, 3 Ekim 1962'de Mercury uçuşunda kendi Omega Speedmaster CK2998 modelini taktı. Bu aslında NASA'nın ilgisi ve bilgisi dışında bir olaydı ve aslında tehlikeliydi de. NASA bu olaydan sonra 1964'e kadar- daha sonraki uzay misyonlarında astronotların kullanması için- sertifikalı bir saat ihtiyacı üzerine düşünceler yürüttü ve sonunda astronotların misyonlarda kullanması için sertifikalı bir saatin gerekliliğne karar verdi ve Monnwatch'a giden yol böylelikle açılmış oldu. NASA'nın 11 temel şartına sağlayan ve 1 yıl boyunca yapılan testlerden başarıyla geçen Speedmaster, 1965'ten sonra NASA'nın yapacağı uzay misyonlarında resmi sertifikalı saati olmaya hak kazandı.
20 Temmuz 1969'da ilk insanlı ay inişi kesinlikle insanlık tarihindeki en dramatik bilimsel başarılardan biriydi. Ay yüzeyine ilk adım atan kişi Neil Armstrong'du. Fakat Ay Modülü üzerindeki elektronik zamanlama sistemi düzgün çalışmadığı için Armstrong, saatini modülün güvenilir bir yerine bıraktı. Ve on dokuz dakika sonra Buzz Aldrin Omega Speedmaster Professional'ı takarak ay yüzeyine çıktı ve Speedmaster Moonwatch doğdu. Günümüzde hala ay yüzeyinde takılmış ilk ve tek saat olma özelliğini koruyor moonwatch
Evet.. Speedmater'ın Moowatch modelinin doğuş hikayesi böyle..
KULLANICI YORUMU VE İZLENİMLER
Bir defa şunu en başta söylemekte yarar var; saat "yaşanmışlığını" her açıdan belli ediyor. Başta ikonik kollar olmak üzere, kubbe cam, bezel saatin "kült" yapısına fazlasıyla hizmet ediyor. Ayrıca bileğinde bir mekanik chronograph olduğunu bilmek benim için ayrı bir hayranlık Berkan gibi ben de saate "saati" öğrenmek icin bakmıyorum. Ve saate bu niyetle her bakışımda bilegimde gerçekten dolu dolu bir saatin olduğunu anlıyor ve biliyorum. Günümüz moonwatch''ları 42mm ( crown dahil) Dengeli ve iyi dizilmiş bu kadran icin en optimum ölçü olduğunu düşünüyorum. Benim saatim ayrıca safir cam versiyonu. Her ne kadar geçmiş mika olsa da, safir camın da ayrı bir kullanım rahatlığı var.. Yeni kutu içeriğine değinmeden geçmeyelim. Gerçekten saatin kişiliğini çok guzel yansıtan özel bir icerik yapmış Omega..
Horoloji hayatımın son zamanlarında kendimi hep "kült" modellere bakarken yakalıyorum. Özel hayatımda da tarihin her türlüsüne merakım olduğundan mıdır nedir.. Şu an iki efsaneye sahibim. Ne mutlu bana ki; submariner'ı çıkarıp moonwatch'u taktığımda ya da
tersinde ikisinden de ayrı ayrı haz alabiliyorum. Vitaminleri ayrı ikisinin de.. Şimdi hedefte artık bir İtalyan var. Bilmiyorum ne zaman nasip olacak..
Teşekkür ederim...