1. sayfa (Toplam 7 sayfa)

Rolex Oyster 39mm 114300 Kutu Açılışı ve İnceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 19:01
istante
Uzun zamandır içinde ETA mekanizma olmayan, yani “in-house” mekanizmaya sahip bir saat almak istiyordum. Açık söylemek gerekirse ilk hedefim Omega Globemaster dı. Eğer inceleme fırsatı bulduysanız dünyanın ilk METAS sertifikalı saati. Normal COSC sertifikası üzerine daha zorlu testlerden geçiyor. Ayrıca 15.000 gauss manyetik alana dayanıklı. Ortalama bir Rolex’e göre epeyce üstün yönleri var ama işte gel gelelim Rolex değil. Satın almış olduğum söz konusu Oyster 39 mm aslında bu Omega’dan daha ucuz. Bu saati seçmemin nedeni kesinlikle bu fiyat farkı değil. Zaten yaklaşık 3.000 TL bir fark var. Bu aslında tamamen duygusal. Omega’yı aldıktan sonra gözüm hala Rolex’lerde olacaktı bunu bildiğim için aldım bu saati.

Bu kutu açılışı ve incelememde saatin özelliklerinden çok ne hissettiğimi anlatmaya çalışacağım çünkü zaten siz saat severler olarak bir çok kaynaktan saatle ilgili detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Kutudan başlamak gerekirse;

Resim

Rolex lerin kutularının genelde eleştiri konusu olduğuna şahit olmuştum, özellikle yabancı forumlarda böyle bir saatin daha şık bir kutuya konulması gerektiği söylenip duruyordu. Aslında ne demek istediklerini anlayabiliyorum. Böyle ahşap ve metal detaylı, işçiliği yüksek kutular bekliyor insanlar ama o tür kutulara sahip saatler genelde ortalama bir araba fiyatına satıldığı için çok da fazla bir şey beklememek lazım. Yine de kutu bana oldukça güzel geldi. Klasik Rolex yeşili, gayet kaliteli ve açıp kapanırken oldukça tok bir hali var. İçi güderi benzeri bir malzeme ile kaplı, saatin durduğu yastık ve diğer belgelerin konduğu kısım da oldukça güzel. Ha bir de çok hoş bir kokusu var. Daha önce nerede duyduğumu hatırlamadığım bir tekstil kokusu. Bu koku aslında Rolex kokusu olarak tescil edilebilir belki. Eşim ne kokusu bu dediğinde, refah kokusu dedim, epeyce dalga geçti sonra…

Resim

Kutunun içinden garanti kitapçığı, saatin tanıtım kitapçığı (neden bir Rolex alıyorsunuz sorusuna çok hoş bir yazı ile cevap vermişler) , kredi kartı boyunda saatin model ve saate özgün seri nosunun bulunduğu garanti kartı (satıcı bu kartı ipad e taktıkları bir aparat ile kredi kartını okutur gibi okutarak saatin satıldığını merkeze bildirdi) ve bunun saklandığı deri cüzdan, bir de yeşil mühür var. Bu mühür saatin COSC sertifikasına sahip ve gerekli testlerden geçirilmiş olduğunu gösteriyor. Ayrıca Temmuz 2015 den sonra kırmızı renk olan bu mühür yeşil renk ile değiştirilmiş Rolex lerde. Bu şekilde garanti 3 yıldan 5 yıla çıkarılmış. Hepsini okuduğum halde saat servis aralığı için belirtilen bir süre bulamadım kitapçıkta. Bazı kaynaklar 5 yıl derken bazıları 10 yıl diyor. Yine bu forumda birisi 4 yıldan sonra saatin çalışmayı durdurduğunu ve içindeki yağın katılaştığını yazmış buraya. Bence bu korkunç bir şey çünkü benim kaç senedir tıkır tıkır çalışan ETA 2892-A2 kalibreli bir Movado m ve ETA Valgranges A07.231 kalibreli bir chronographlı bir Longines im var. Ayrıca denize girerken taktığım ve oldukça hor kullandığım otomatik Orient mako yu saymıyorum bile. Neyse böyle şeyleri pek düşünmemek lazım.

Ve saate gelirsek;
Resim

Her şeyden önce şunu belirtmem gerekir ki, eğer “bu kadar para verdim Rolex aldım biraz kendini göstermesi lazım” diye bir düşünceye sahipseniz, bunun üzerine bir 3.000 -TL daha koyup Datejust II almanız sizin için daha cazip olacaktır. Bu sayede, 39 yerine 41 mm daha büyük bir saate, uzaktan “ben bir Rolexim” diye bağıran büyüteçli bir tarih göstergesine, daha da önemlisi orta kısmı parlatılmış bir çelik kordona sahip olursunuz. O modeli koluma takıp baktığımda kolay kolay her yerde takabileceğim bir saat olmadığını hissettim. Anormal parlıyor, kesinlikle vitrinde ya da fotoğraflarda göründüğü gibi değil. Diğer parlatılmış saatler gibi de değil. Baya dikkat çekiyor.
Oyster 39 mm yi elime aldığımda ağırlık olarak gayet normal geldi. Bir dönem Rolexlerde içi boş orta baklalardan oluşan çelik kordonlar kullanılmıştı. Onlardan birine denk gelmiştim bir sefer. Gerçekten de hafifliğinden dolayı insanda biraz kalitesiz bir his uyandırıyordu ama kullananlar, saatin konforunun çok iyi olduğunu, kollarına taktıklarını unuttuklarını söylüyorlardı. Bu saat için bu geçerli değil. Kolunuza taktığınızda olması gerektiği kadar ağır. Ama benim 43 mm Longines ime göre oldukça hafif kalıyor.
Saatin boyutları mükemmel. 39 mm ne büyük ne de küçük. İnanılmaz ideal bir boyut bence bu. Hem yeni çıkan küçük saatlere dönen moda akımına hitap ediyor hem de küçük saat almaya cesaret edemeyen ben gibi insanlara hitap ediyor. Bu 39 mm bana göre her zaman için geçerli bir boyut olmuş.

Resim

Kadrana baktığımda çok ince bir işçilik ile karşılaştım. Bu modelin bildiğiniz gibi 3 renk seçeneği var. Dark rhodium denilen koyu gri, red grape denilen bordo ve benim tercih ettiğim mavi. Renkler püskürtmeli olarak uygulandığı için her ortamda renk değiştiriyor. Kesinlikle fotoğraflarda gördüğünüz gibi değil. Gri olan bana çok renksiz geldi. Kırmızı ve mavi arasında kaldım ama mavinin kullanımı daha rahat olacağı için tercih ettim. Işığa göre lacivert ve açık mavi arasında değişen bir rengi var kadranın. Kadranın en dışında yer alan yeşil noktalar biraz düşündürüyordu beni ama kesinlikle gözü rahatsız etmiyor bunlar. Çoğu zaman beyaz gibi geliyor göze. Bu yeşiller fosforlu değil yalnız onu söyleyeyim. Sadece yeşil noktalardan ibaret. Bu arada ileride başka bir renk çıkarsa kadranı değiştirme imkanı da varmış. Tabi ne kadara mal olur bilemiyorum.
Cam ile kadran arasında kenarlarda çok ince olarak çepeçevre Rolex yazıyor. Saat 12 pozisyonunda ufacık bir taç var ve 6 pozisyonunda ise seri numarası yer alıyor. Bu numara ile karttaki numara aynı olmak zorunda. Yine 6 nın üzerinde camın içinde yandan bakınca, belli ışık altında görünen içine sanırım lazerle kazınmış taç var.

Resim

Kadranın üzerindeki saati belirten çizgiler, taç, akrep, yelkovan ve saniye kolları hepsi 18 ayar beyaz altın. Yazılardaki ayrıntı çok ince. Ayrıca kadrandaki saati belirten ince altın çubukların kenarları oldukça keskin. 3,6 ve 9 da, ayrıca akrep ve yelkovanın üzerinde fosfor var.

Resim

Bu fosfor yeşil renkli luminova. Maalesef ki Explorer da kullanılan mavi renkli chromalight değil. Karanlıkta onun kadar uzun ömürlü ve parlak olmadığı belirtmem lazım. Saniye kolu da çok ince olduğu için sanki kayıyor gibi görünüyor, 28.800 ile çalışan bir saat değil de sanki daha hızlı 36.600 ile çalışan bir saat gibi görünüyor. Sonuç olarak kadranda baya ince işçilik var ve satıcı da bana zaten sahte olup olmadığını en iyi kadrandan anlıyoruz dedi. Büyüteçle baktığınızda replikalarda bu kadar ince bir işçilik olmadığını siz de görürsünüz dedi.
Bu arada saati aldığım mağazadakiler biraz esnaf gibi ve gayet cana yakındılar. İyi de bir indirim yaptılar sayılır. Bu tür lüks tüketim mağazalarında bulunan snob havanın olmadığını belirtmem gerekiyor. Ayrıca peynir ekmek gibi satılıyor bu saatler. Saati almadan önceki hafta sonu olan saat ben sorduktan 3 saat sonra satılmış. Bu saati başka bir bayiden getirdiler. Ben oradayken de başkaları başka saat bakıyordu. Devamlı dolu bir mağaza, bunu söyleyebilirim. İphone gibi düşünün yani. Kriz falan dinlemiyor.

Saatin kasası reklamlarda sıradan gibi duruyor. Zaten herkesin gözünün alıştığı Rolex kasası ama elinize aldığınızda saatin yan tarafı ile arka kapağın buluştuğu köşelerin ne kadar keskin olduğunu hissedebiliyorsunuz. Bu saatte ayrıca camda büyüteç olmadığı için oldukça nostaljik bir hava var. Yandan baktığınızda hafif dışarı doğru çıkmış safir kristal cam, kasanın yan tarafının olduğundan ince ve akışkan gibi görünen klasik dizaynı, üzerinde herhangi bir yazı bulunmayan endüstriyel arka kapak, yaşanmışlığı olan eski bir hava katıyor saate. Ben açıkçası hep eski klasik Rolexlere baktım ama düzgün durumda olan gerçek bir tane bulup almaya cesaret edemedim. Bu, özellikle Rolexlerin kasalarının yandan görünüşleri, kesintisiz çizgileri ve ince görünüşleri ile beni hep cezbetmiştir.

Resim
Resim

Saatin çelik kordonuna gelirsek, burada da inanılmaz bir kalite olduğunu söylemek mümkün. Kordon klipsi oldukça tok ve baya kalın bir hissiyatı var. Yani ince teneke tokalar gibi değil. Açmak için kullanılan ucundaki kısım ayrı bir parça ve yaylı. Esneyerek kapanmıyor yani. Oldukça da güven veriyor. Tek eksiği ise maalesef kordonun kolay ayarlanabilen easylink özelliği bu saatte yok. Datejust alırsanız bu özellik de geliyor. Küçük bir tornavida yardımı ile yapılamayacak bir şey değil ama keşke çok görmeselerdi bu modele bu özelliği de. Kordon daha önce de belirttiğim gibi mat çelikten. Saatin tek parlak kısımları, camın etrafındaki bezel ve kasanın yan tarafları. Dediğim gibi sade ve bağırmayan bir Rolex bu.

Resim
Resim
Resim

Kordonun klipsindeki Rolex armasını ise çok beğendim. Dışarı doğru kabartma değil içeri doğru baskı ile yapılmış. Bu da daha kalın ve sağlam bir hava yaratmış sanki, ayrıca da çizilmelerden etkilenmesi de azaltılmış bana göre. Camın dışarı doğru biraz çıkık olması acaba parlak çerçeveyi koruma amaçlı mı yapıldı diye düşünüyorum. Saatlerde asıl amacın camı korumak olduğunu düşünebilirsiniz ama söz konusu safir kristal, dünyada elmastan sonraki en sert malzeme. Ciddi anlamda uğraşmadan çizmeniz pek mümkün değil. Benim safir kristal camlı 15-20 senelik iki saatim daha var (Eterna 1935 quartz chronoghraph ve yıllık sadece +-10 hassasiyetine sahip Pulsar PSR 10). Kasaları çizik içinde olsa da camları hala pırıl pırıl. Bu yüzden 904 L çelik bile bu camın yanında sertlik olarak tahta gibi kalır.

Gelelim makineye;

3132 kalibre ile can bulan bu saat +-2 saniye hassasiyetine sahip, 4 adet mikro altın vida bulunan balansa, 1795 yılında Abraham-Louis Breguet tarafından icat edilmiş “Breguet overcoil” anti manyetik parachrom balans yayına ve daha önceleri çok daha üst modellerde bulunan paraflex şok emicilere sahip. Oyster 39 mm aslında her şeyi ile Explorer ın aynısı. Aradaki ufak fiyat farkı, kordonundaki easylink ve kadranındaki mavi chromalight fosfor göstergelerden kaynaklanıyor. Ayrıca yine kordon tokasında ek olarak bir koruyucu klips bulunuyor. Bunun dışında makine ve kasa birebir aynı. Demek istediğim Explorer kadar darbelere dayanıklı bir saat. Bu kalibre aynı zamanda 20.000 dolara satılan Cellini modellerinde de kullanılıyor. Bu açıkçası bana göre rahatsız edici. O kadar fiyat farkı sadece kasa altın diye veriliyor. Kalibrede de ufak tefek değişiklikler yapabilirlerdi bence. Zaten değerli madenler işin içine girince saçma olmaya başlıyor bazı şeyler. Platin Day-Date e 60.000 dolar verir misiniz yoksa o fiyatlara Patek, Breguet gibi markalara mı kayarsınız? Seçim sizin.
Aynı şey ETA makine kullanan saatlerde de var. Longines Tag Heuer’den genel olarak daha uygun fiyatlı iken aynı kalibreleri kullanıyorlar. Üstelik bana göre Longines in tasarımları oldukça güzel. Gerçekten de psikolojik sınırınız 10.000 TL ise Longines fiyat performans olarak herkese tavsiye edebileceğim bir saat.

Sonuç olarak bunlar benim kişisel düşüncelerim. Tabi ki Rolex dizaynı ve markası benim üzerimde bu etkileri yaratıyor. Bu markayı beğenmeyen ve haklı bir takım nedenler (kolunuzdaki saatin gerçek ya da replika olduğunu sadece sizin bilmeniz, kolay paraya çevrildiği için pis işlerle uğraşan herkesin bu markayı tercih etmesi vs..) ile kaba bulan bir çok insan var. Bu insanların aklına uyuşturucu baronları, bu uyuşturucuları satın alan rapçiler ve çete liderleri ile onların metresleri geliyor. Ama ben böyle düşünen biri değilim.

Rolex denilince benim aklıma 50- 60 lı yıllarda yapılan yarışlar, kutuplar, dağlar ve okyanusların ücra köşeleri gibi zorlu coğrafyalara yapılan keşif yolculukları ile dünyanın dört bir yanında işlerini çok iyi yapan başarılı, Rolex elçisi olan insanlar geliyor.
Söz konusu Rolex Oyster 39 mm bir fiyat performans canavarı olmaktan çok uzak. Aynı fiyata Omega’dan daha fazla özellik alabilirsiniz ama eğer Rolex i seviyorsanız, ne yapın edin bir tane edinin. Ondan sonra istediğiniz şeyi alın.

Ne olursa olsun gözünüz hep o taçta kalacak, bir yanınızın hep eksik kaldığını hissedeceksiniz.

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 19:29
o2o
incelemeyi bir solukta okudum. Güzel günlerde kullanın tebrikler[emoji122][emoji122][emoji122]

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 19:54
eyimen
Çok güzel bir inceleme, elinize sağlık. Renk kombinasyonu olarak da kanımca en güzel olanı tercih etmişsiniz, güle güle kullanın :champ:

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 19:54
hakan1970
Çok güzel bir model bence. Bilekteki duruşu mükemmel. Yeşil noktalar çok yakışmış.Ayrıca inceleme 10 numara olmuş. Güle güle kullanın[emoji1319]

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 19:54
TSayiR
hayırlı olsun, aramıza hoşgeldiniz.. güzel zamanlar göstermesi dileğiyle :champ: :champ:

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 20:07
SeRxx
İnceleme için teşekkürler, güzel günlerde kullanın :champ:

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 20:13
Caner1983
İnceleme baya uzun ve detaylı hayırlı uğurlu olsun :champ:

Re: Rolex Oyster 39mm 114300 kutu açılışı ve inceleme

MesajGönderilme zamanı: 02 Nis 2016, 20:16
Baran
İnceleme cok güzel görünüyor ilk müsait oldugumda okuyacağım :champ: Saatinizi güle güle kullanın doğru bir tercih yapmışsınız :champ: