Swatch Sistem 51 Detaylı Kullanıcı İncelemesi

Herkese merhaba
Bugün sizlere geçen haftalarda aldığım ve çokça merak edilen Swatch Sistem51'in incelemesini yapacağım.
Öncelikle Sistem51'in çıkış amacından başlayalım.
Quartz krizi sırasında giriş seviye saat sektörünü domine eden Citizen ve Seiko ile mücadele etmek için Swatch kurulur. İlk başlarda uzakdoğulu markalara karşı pek varlık gösteremese de başarılı reklam ve maliyet düşürme çalışmalarıyla yıllar içerisinde tanınan bir marka haline gelen Swatch'un en büyük yaratımlarından biri o dönemde daha komplike olan quartz mekanizmaları sadece 51 parça kullanarak üretmesidir.
(Bu kısmı uzun uzun anlatabilirdim fakat odak saatten kaysın istemedim. Detaylı okuma için : http://en.wikipedia.org/wiki/Swatch )
Yıllar sonra Swatch tekrar 51 parçadan oluşan bir saat mekanizması geliştirdi, fakat bu sefer quartz değil mekanik
İşte Sistem51'in çıkış noktası bu. Yıllar önceki devrim niteliğindeki başarılarını bu sefer mekanik saatlerle göstermek istiyorlar. Dünyanın ilk kullan-at otomatik saati Sistem51

Ben uzun süre Türkiye'de saati sordum fakat her seferinde haftaya gelecek tadında bir cevap aldım. Şansıma yurtdışındayken büyük bir Swatch mağazasına denk geldim ve tereddüt etmeden saati aldım ve çıktım.
Kutu
Sistem51 bilindik bir Swatch kutusunda geliyor. Seçtiğiniz renge göre değişen bu kutunun tek farkı arkasını çevirdiğinizde mekanizmayı sergilemesi. Aslında Sistem51 ile saat değil teknoloji ve mekanizma satan Swatch basit ama dikkat çekici bir paketleme tasarımı hazırlamış.



Karton dış kutuyu çıkarttığınızda ise klasik, plastik swatch kutusu ve bir kere açtığınızda zar zor toparlayabildiğiniz kullanma kılavuzu ile karşılaşıyorsunuz

Tasarım ve Boyutlar
Sistem51'de ilk dikkatinizi çeken saatin ne kadar tanıdık göründüğü. Standart bir Swatch modelin pekte farklı olmayan saati biraz inceleyince çapının biraz daha büyük olduğunu farkediyorsunuz (42mm)


İsviçre'den görülen yıldız haritası vector art tadında bir tasarımla kadrana işlenmiş (Diğer versiyonlarda da farklı uygulamalarla aynı harita mevcut) yani Sistem51'e Poor Man's Celestial demekte mümkün
Yalandan luminasyona sahip kollar tasarımla uyum içerisinde ve tarih penceresi oldukça kibar hazırlanmış. Ben tüm kadranları çok beğendim. Farklı ve net bir tasarım diline sahip olduğunu düşünüyorum.
Cam ise bir Swatch klasiği olarak çizilmeye bahane arayan plastikten üretilmiş


Saat anormal bir kalınlığa sahip. Aslında anormal demeyeyim de Swatch standartlarına göre bayağı bir kalın. Büyüyen çapla beraber Sistem51'in ufak tefek bir saat olmadığını söyleyebilirim. Oldukça ince kayışla beraber bu kalın kasanın herkesi mutlu etmeyeceğini düşünüyorum.

Siyah hariç tüm Sistem51 versiyonları plastik kayış ile geliyor. Ben bu farkı bilmeden aldım ve deri kayışı görünce şaşırdım. Kayış diğer özelliklerin aksine tamda Swatch standartlarında! Hassas, ilk takışta çok rahatsız ve kolay deforme olabilir

Mekanizma

Geldik saatin asıl özel kısmına! Sistem51'in en büyük özelliği tabiki mekanizması. Sadece 51 parçadan oluşan mekanizma 21.600 vuruşla çalışıyor ve tam 90 Saat güç rezervine sahip!
İş burada ilginçleşiyor aslında. Çoğu marka bu kadar uzun güç rezervleri için çok yüksek rakamlar talep ederken Sistem51 bunu oldukça mütevazi bir rakamla sunuyor
Mekanizma sadece tek bir vida ile merkezden tutturulmuş. Plastik arka kapaktan pek net olmasa da mekanizmayı izleyebiliyorsunuz. Saatin rotoru stardart mekanizma yapılarından farklı olarak mekanizmayı çevreleyen bir halka olarak tasarlanmış.
Sistem51'de saniye durdurma özelliği bulunmuyor fakat tepeden saati kurabiliyorsunuz. İlginç şekilde elle kurulum saat yönüne değil tersine çalışıyor. Otomatik saatlerin elle kurma hissi zayıf olur fakat Sistem51 bu konuda da farklı. Tepe, kurmalı bir saatteki dirence sahip ve saat elle çok hızlı kuruluyor.

Mekanizmanın bir diğer farklı özelliği ise servis özelliğinin olmaması! Saatin kapağı açılamıyor, bu yüzden tamir edilemiyor, bakım yapılamıyor ve senkronize edilemiyor. Kısacası bozulursa çöpe atılacak!
Kullanım
Kolda duruşundan ve konforundan bahsetmeden önce vurgulamak istediğim bir konu var..
SES!
Hepinizin bildiği gibi Swatch modelleri plastik kasalarından dolayı çok sesli çalışır. Özellikle geceleri adamın kafasına vura vura işleyen saniye sesini bilmeyen yoktur heralde
Sistem51 bu konuda pilli kardeşlerinden hiçte geri kalmıyor. Saatin çalışma sesini sürekli duyuyorsunuz. Özellikle sessiz bir ortamda kendisini iyice belli ediyor. Rotor'da aynı şekilde sesli hatta araba kullanırken sürekli sesini duyuyor ve bir noktadan sonra rahatsız olmaya başlıyorsunuz.
Sistem51 rahat mı rahatsız mı açıkçası bende tam çözemedim.. Plastik kasalı olduğundan çok ama çok hafif bir saat fakat kayışın kalitesi sıcak havalarda zorlayabiliyor, kalınlıkta pek herkese göre değil.



Kolda güzel durduğunu düşüyorum, özelliklede siyah model spor giyimde çok güzel duruyor. Ayrıca full siyah bir saat için PVD'nin riskine ve Seramik kasanın büyük meblalarına katlanmanıza da gerek kalmıyor
(Bunu abartmış olabilirim
)
Sonuç
Bence gayet olmuş. Bakmayın eleştirdiğim yerlere, günün sonunda Sistem51 oldukça ucuz bir saat ve bir Swatch.
Beklentileri bu şekilde akort ettiğinizde gayet tatmin edici ve güzel paketlenmiş bir ürün olduğunu görebiliyorsunuz. Swatch'un lanse ettiği gibi bir devrim mi bilemem fakat saatçilik anlamında güzel bir gelişme olduğunu söyleyebilirim.
Bende saati tam bu duygularla satın aldım. Bugün bu forumda çeşitli markaları tartışıyor, alıyorsak bu birazda Swatch ve Swatch'un İşviçre saatçiliğine katkılarından dolayıdır. Özel bir model olduğunu düşündüğümden koleksiyonuma tereddüt etmeden kattım. Benim gibi düşünen tüm forumdaşlarıma kesinlikle tavsiye ediyorum.
Umarım sıkmamış ve bilgilendirici olmuştur. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler

Bugün sizlere geçen haftalarda aldığım ve çokça merak edilen Swatch Sistem51'in incelemesini yapacağım.
Öncelikle Sistem51'in çıkış amacından başlayalım.
Quartz krizi sırasında giriş seviye saat sektörünü domine eden Citizen ve Seiko ile mücadele etmek için Swatch kurulur. İlk başlarda uzakdoğulu markalara karşı pek varlık gösteremese de başarılı reklam ve maliyet düşürme çalışmalarıyla yıllar içerisinde tanınan bir marka haline gelen Swatch'un en büyük yaratımlarından biri o dönemde daha komplike olan quartz mekanizmaları sadece 51 parça kullanarak üretmesidir.
(Bu kısmı uzun uzun anlatabilirdim fakat odak saatten kaysın istemedim. Detaylı okuma için : http://en.wikipedia.org/wiki/Swatch )
Yıllar sonra Swatch tekrar 51 parçadan oluşan bir saat mekanizması geliştirdi, fakat bu sefer quartz değil mekanik

İşte Sistem51'in çıkış noktası bu. Yıllar önceki devrim niteliğindeki başarılarını bu sefer mekanik saatlerle göstermek istiyorlar. Dünyanın ilk kullan-at otomatik saati Sistem51


Ben uzun süre Türkiye'de saati sordum fakat her seferinde haftaya gelecek tadında bir cevap aldım. Şansıma yurtdışındayken büyük bir Swatch mağazasına denk geldim ve tereddüt etmeden saati aldım ve çıktım.
Kutu
Sistem51 bilindik bir Swatch kutusunda geliyor. Seçtiğiniz renge göre değişen bu kutunun tek farkı arkasını çevirdiğinizde mekanizmayı sergilemesi. Aslında Sistem51 ile saat değil teknoloji ve mekanizma satan Swatch basit ama dikkat çekici bir paketleme tasarımı hazırlamış.



Karton dış kutuyu çıkarttığınızda ise klasik, plastik swatch kutusu ve bir kere açtığınızda zar zor toparlayabildiğiniz kullanma kılavuzu ile karşılaşıyorsunuz


Tasarım ve Boyutlar
Sistem51'de ilk dikkatinizi çeken saatin ne kadar tanıdık göründüğü. Standart bir Swatch modelin pekte farklı olmayan saati biraz inceleyince çapının biraz daha büyük olduğunu farkediyorsunuz (42mm)


İsviçre'den görülen yıldız haritası vector art tadında bir tasarımla kadrana işlenmiş (Diğer versiyonlarda da farklı uygulamalarla aynı harita mevcut) yani Sistem51'e Poor Man's Celestial demekte mümkün

Yalandan luminasyona sahip kollar tasarımla uyum içerisinde ve tarih penceresi oldukça kibar hazırlanmış. Ben tüm kadranları çok beğendim. Farklı ve net bir tasarım diline sahip olduğunu düşünüyorum.
Cam ise bir Swatch klasiği olarak çizilmeye bahane arayan plastikten üretilmiş



Saat anormal bir kalınlığa sahip. Aslında anormal demeyeyim de Swatch standartlarına göre bayağı bir kalın. Büyüyen çapla beraber Sistem51'in ufak tefek bir saat olmadığını söyleyebilirim. Oldukça ince kayışla beraber bu kalın kasanın herkesi mutlu etmeyeceğini düşünüyorum.

Siyah hariç tüm Sistem51 versiyonları plastik kayış ile geliyor. Ben bu farkı bilmeden aldım ve deri kayışı görünce şaşırdım. Kayış diğer özelliklerin aksine tamda Swatch standartlarında! Hassas, ilk takışta çok rahatsız ve kolay deforme olabilir


Mekanizma

Geldik saatin asıl özel kısmına! Sistem51'in en büyük özelliği tabiki mekanizması. Sadece 51 parçadan oluşan mekanizma 21.600 vuruşla çalışıyor ve tam 90 Saat güç rezervine sahip!
İş burada ilginçleşiyor aslında. Çoğu marka bu kadar uzun güç rezervleri için çok yüksek rakamlar talep ederken Sistem51 bunu oldukça mütevazi bir rakamla sunuyor

Mekanizma sadece tek bir vida ile merkezden tutturulmuş. Plastik arka kapaktan pek net olmasa da mekanizmayı izleyebiliyorsunuz. Saatin rotoru stardart mekanizma yapılarından farklı olarak mekanizmayı çevreleyen bir halka olarak tasarlanmış.
Sistem51'de saniye durdurma özelliği bulunmuyor fakat tepeden saati kurabiliyorsunuz. İlginç şekilde elle kurulum saat yönüne değil tersine çalışıyor. Otomatik saatlerin elle kurma hissi zayıf olur fakat Sistem51 bu konuda da farklı. Tepe, kurmalı bir saatteki dirence sahip ve saat elle çok hızlı kuruluyor.

Mekanizmanın bir diğer farklı özelliği ise servis özelliğinin olmaması! Saatin kapağı açılamıyor, bu yüzden tamir edilemiyor, bakım yapılamıyor ve senkronize edilemiyor. Kısacası bozulursa çöpe atılacak!
Kullanım
Kolda duruşundan ve konforundan bahsetmeden önce vurgulamak istediğim bir konu var..
SES!
Hepinizin bildiği gibi Swatch modelleri plastik kasalarından dolayı çok sesli çalışır. Özellikle geceleri adamın kafasına vura vura işleyen saniye sesini bilmeyen yoktur heralde

Sistem51 rahat mı rahatsız mı açıkçası bende tam çözemedim.. Plastik kasalı olduğundan çok ama çok hafif bir saat fakat kayışın kalitesi sıcak havalarda zorlayabiliyor, kalınlıkta pek herkese göre değil.



Kolda güzel durduğunu düşüyorum, özelliklede siyah model spor giyimde çok güzel duruyor. Ayrıca full siyah bir saat için PVD'nin riskine ve Seramik kasanın büyük meblalarına katlanmanıza da gerek kalmıyor


Sonuç
Bence gayet olmuş. Bakmayın eleştirdiğim yerlere, günün sonunda Sistem51 oldukça ucuz bir saat ve bir Swatch.
Beklentileri bu şekilde akort ettiğinizde gayet tatmin edici ve güzel paketlenmiş bir ürün olduğunu görebiliyorsunuz. Swatch'un lanse ettiği gibi bir devrim mi bilemem fakat saatçilik anlamında güzel bir gelişme olduğunu söyleyebilirim.
Bende saati tam bu duygularla satın aldım. Bugün bu forumda çeşitli markaları tartışıyor, alıyorsak bu birazda Swatch ve Swatch'un İşviçre saatçiliğine katkılarından dolayıdır. Özel bir model olduğunu düşündüğümden koleksiyonuma tereddüt etmeden kattım. Benim gibi düşünen tüm forumdaşlarıma kesinlikle tavsiye ediyorum.
Umarım sıkmamış ve bilgilendirici olmuştur. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler
