Rolex Aşkına
Evet yine söyleşi tarzında bir inceleme ile karşınızdayım.Evladı aldık geldik çayımı kahvemizi hazırladık fotografları cektik ve işte buradayım.Bu forum hayatıma giren hobilerimden sonuncusu oldu.Herzaman kol saatine merakım vardı fakat otomatik saat severler gözünde tek kıymetli saatim Seiko Sportura Kinetic idi.Tissotlar Guessler hatta Daymond Renelerim ile neredeyse 20saatim vardı buraya ilk üye olduğumda.Gel zaman git zaman forumda zevkli bulduğum abilerimdende sıkca etkilenerek zevkimi oluşturdum ve bütçemin elverdiği ölçüde saat alımlarına başladım.
Victorinox ile başlayan otomatik saat serüvenim Longinesler Hamiltonlar Seiko5 ler Orientler Orisler Breitlingler ve daha birçok saat ile devam etti.Eskiden beri begendiğim başka markalar ve modeller olsada benım için bu işin sonu herzaman Rolex idi.Gözü karartıp elimdeki tüm saatleri satıp ilk eski nesil Submarinerimi aldıktan sonra artık başka saat takamaz oldum.Hernekadar tecrübeli abilerim uyarsada ben Rolexin yanına başka saatler aldım ama gündüz onları takıp evden cıktığımda akşam olup eve gidip Roleximi takmak için saatleri saydım.Bana Rolexten sonra en cok keyif veren saat Panerai oldu ama onunda eli Taçlı kral karşısında o kadar kuvvetli olamadı.
Forumda sevmeyenler olsada hepimiz bazı zamanlar marka fanatikliği yapsakta dünyada değişmeyen gercekler var ki marka olarak kol saati denildiğinde akla ilk gelen marka tartışmasız Rolex.Rolexten iyi markalar olabilir makine olarak daha üstün makineler olabilir ama pretij sorunsuzluk bilinirlik kalite ve dayanıklılık konusunda emınımki cok az firma bu taçlı kralın eline su dökebilir.Sanırım yine marka fanatikliği yaptık yahu
Çoğunuzun bildiği üzere ilk Rolexim eski nesil Submariner idi ardından sevgili kardeşim Drk un yenı nesil Submarinerini denedikten sonra o saatten soğumus ve satmıştım.Yenı nesil Submarinerimi Başkanlar başkanı SerdarFB abimizin ısrarı ile almış ve cok memnun kalarak kullanmıştım.Cok temiz guzel bir saatti ki şu andada forumumuz üyelerinden birtanesinde,iyi gunlerde kullansın.Sonra cok sevdiğim abim benım Rolex experim sevgili (Razz) Burak abimin tosunlar tosunu DSSD ne tabiri caizse çöktüm cunku basından beri gözdemdi DSSD herkesin pek sevdiği bir saat olmamasına ebadından ve ağırlığından ötürü rahat bulunmasada ben gece gunduz onunla yattım kalktım desem yanlış olmaz.Fazla berrak olmayan her acıdan rahat okunmayan camı dışında tek bir kusuru yoktu benım gözümde ki yaz sonuna doğru sıfır km bir DSSD alacağım.
Gelelim yenı saatimize
Daytona herzaman Submarinerden sonra en sevdiğim saatti.Ralli yaptığım dönemde Autodrom pistinin sahibi Ethem abının kolunda gördüğümden beri en sportif bulduğum Submarinerden sonra tek kült olarak nitelendirebileceğim Rolex benım gözümde Daytona idi.Bildiğiniz üzere üretimde olan bircok farklı kombinasyonda Daytona mevcut.1 Ay kadardır Daytona arayışında olmama karşın birtürlü içime sinen bir saate rastlayamamıştım.2000 yılına kadar üretilen Daytonalarda modifiyeli zenith makine bulunuyordu ki ben Rolex makineli versiyonu istiyordum.Eski nesil Daytonoların toka kısımlarıda eski nesil olduğundan içime sinmiyordu.Hepsinden önemlisi telefonumda birsuru fotografı olan ve sürekli Razz abimize yahu işte saat budur diyerek gösterdiğim Daytonanın kadranıydı.Siyah kadran üstüne kırmızılar altın sarısı chronolar falan filan gırtlak dolu bir görüntü ve bir o kadarda sportif.
En son saatci gezimizde Serdar FB Razz ve bendeniz gezerken bu saate rastladık ve ben gözlerime inanamadım
Çünkü saat çelik altındı ve kadranı Paul Newman kadrandı.Üstüne üstlük saatin sıfır olduğunu öğrendiğimde ayaklarım yerden kesildi...Sonrasını hatırlamıyorum Serdar abinin kucağına düşmüşüm benı oturtmuşlar Razz suratıma soğuk su çarpmış vsvs Neyse cıktık saatciden dedim ben bu saati alıcam abiler yada çalıcam.Neyse oturduk bi kahve içtik hesap kitap yaptık daha doğrusu Serdar abiyle Burak abi yaptı cunku ben kendimde değildim tansiyon şeker altüst olmuş soğuk su içip duruyorum.
Neyse amma uzattın Baran be altı üstü saat al işte hayırlı olsun kullan dediğinizi duyar gibiyim o yuzden son bölüme geçiyorum.Dükkana saati almak üzere girdik bir baktık saatçinin oturduğu masada bir aslan Baybars abi çıkarttı cakıyı dedi ver saati cocuk kriz geciriyor yok yok bu hikaye başkaydı Neyse saatimizi bugun itibariyle teslim aldık.Bu zamana kadar bircok saat aldım sattım aralarında gercekten cok sevdiğim saatlerde oldu ama benı vuran 2 saatten biri DSSD diğeride bu Daytona oldu.
Yarıştığım dönemde copilotum dijital saatiyle önümüzdeki aracla bizim aramızdaki süreyi ölçerdi bizde 3 aşağa 5 yukarı etap zamanımızı hesaplardık o zamanlar derdim Daytonam olsada şunu onunla ölçsem ama o zamanlar malesef Daytonam yoktu şimdi saat var ama yarışmıyorum Kucukluğumden beri otomobilkolik biri olarak bu saatin yeri bende hep farklıydı ve aldığımdan beri hayata bakışım değişti diyebilirim.Umarım herkes istediği saate en kısa sürede nasibiyle sahip olur
________________________________________________
Saatimiz beyaz datsız duzsuz beyaz incecik bir kağıda sarılı halde geliyor.İçinde daha kalın kapaklı üzerinde TAÇ olan su yeşili bir kutuyu barındırıyor.Onuda actığımızda kalın plastik klasikleşmiş yaprak yeşili bir Rolex kutusu bizleri karşılıyor.
Kutumuzu açtığımızda karşımıza plastik bezel koruyucusu ve klasikleşmiş chrono sertifika mührü ile saatimiz çıkıyor.Bu bezel koruyucu hernekadar seramik bezelli saatler için artıstlikten öteye gidemesede Bu kolay çizilir altın bezelli Daytona için buyuk önem arz ediyor.İlk kez sıfır Rolex gören masum köylü ben ,saatin abartısız heryerindeki sayısız jelatini sökerken uyuya kalıyordum.Rolexi bu konuda takdir ettim saatin bileğinize takılana kadar gecen sürede çizilmesini neredeyse olanaksız kılmışlar...
Saatin kutu içeriğinde Garanti Kitapçığı deri cüzdan içerisinde üstünde saatin alıcısının ismini barındıran kafa kağıdı Daytona kitapçığı ve kullanım klavuzu çıkıyor işte bulaşık makinesinde yıkamayınız ayak bileğinize takmayınız bla bla bla hiçbirini okumadım ve deneme yanılma yöntemiyle chrononun nasıl çalıştığını çözdüm
Makinesi hususunda pilli olmadığını bilecek kadar bilgiye sahip olduğumdan ötürü pek bilgi veremiyeceğim ama Rolexin kendi yaptığı makinenin cihazda görev yaptığını biliyorum
Saatin arka kapağı bomboş çoğu Rolexte olduğu gibi.Saatin baklaları dolu dolu içi boş baklası yok tokası klipsi kütür kütür alman arabası kıvamında o yuzden yenı kasalarına hayranım Rolexlerin.Camı safir fakat dezavantajı bu saatte cam kasanın dışına oldukca taşıyor ki bu camın çizilmesini kolaylaştırıyor.Ayrıca bezelin altın oluşu çizilmeye cok acık olduğunu gösteriyor.
Evet TSF elimden geldiğince bu zamana kadar en cok istediğim hayalini kurduğum saate sahip oluşumun verdiği mutluluğu bu inceleme ile sizlerle paylaşmak istedim umarım keyif almışsınızdır.Bu uzunca birsüre son incelemem olacak gibi görünüyor.Forumda gercekten öz abim kadar sevip sıkça görüştüğüm fikrine saygı duyduğum abilerimin onayını alıp bu saate sahip olmak bana buyuk keyif verdi.Saati ilk görüşümden itibaren yanımda olan SerdarFB ,Seadweller ,Razz ve ekibine sonsuz teşekkürler
Hersey gönlünüzce olsun bundan sonra sık sık göreceksiniz ama yinede bu başlık altında birkaç fotograf daha paylaşıp bu incelemeyi bitireyim