

Saatin incelemesine geçmeden firmanın 1875'e uzanan tarihinde önemli rol oynayan bu Royal Oak modeli ile ilgili bir kaç önemli not vermek istiyorum. Royal Oak Jumbo'nun üretildiği ilk yıl olan 1972 de tamamı çelik olan bir saatin maaliyeti bir çok 18 ayar altın saatin üretiminden daha pahalıya mal olmaktaydı. Bu yüzden böyle bir modelin üretimine girişmek o günler için oldukça riskliydi. Bu riski tanımlamak amacı ile bir örnek vermek gerekirse, o günlerde Royal Oak Jumbo nun en önemli rakibi olacak olan Rolex Submariner'ın fiyatı 280 İsviçre Frankı iken Jumbo 3.200 franklık bir fiyat ile vitrinlerde yerini alıyordu.

Bir çok kişi bu kararın firmanın sonu olacağını düşünmüştü ama model başarılı olmakla kalmayıp firmanın bugünlere kadar emin adımlarla gelmesine de yardımcı oldu.



İlk üretildiği tarihten tam 40 yıl sonra, SIHH 2012'de 40. yıla özel bir versiyonu tanıtılan Royal Oak Jumbo bugün forumdaşınız serdarFB'nin bileğinde ışıldıyor.





Horolojik tarihin tasarım anlamındaki önemli isimlerinden biri olan efsane Gerald Genta ustanın yarattığı bu ikonik saatte dikkati çeken en önemli özelliklerden biri kuşkusuz saatin inceliği.







8,10 mm kalınlığa sahip olan saatin içine, Audemars Piguet'nin 2121 kodlu yine efsane diye adlandırabileceğimiz calibresi büyük bir özenle yerleştirilmiş. Jaeger Lecoultre tarafından geliştirilmiş otomatik kurmalı bu efsane kalibreyi o senelerde her iki firma da kullanmaktaydı. 1969 yılında Audemar Piguet tarafından kullanılmaya başlanılan bu makina daha sonra hepimizin çok iyi bildiği, yine Gerald Genta usta tarafından dizayn edilmiş, ilk kez 1976 yılında satışa sunulan Patek Philippe in sportif çelik saati olan Nautilus'ta ve Vacheron Constantin'in Genta dizaynı olan Overseas Modelinde de kullanıldı.
40. yılında Royal Oak Jumbo, bir önceki versiyonu üzerinden bazı değişiklikler gördü. Bu değişiklikler Jumbo'nun, tamamen olmasa da zaman içerisinde uzaklaştığı özüne, ilk versiyonuna benzemesini sağladı. Sırası geldiğinde bu değişikliklerden bahsedeceğiz.

Bunların içinde kalibre ile bağlantısı olan tek değişiklik döner rotorun şekli ve üzerindeki işleme. Bu arada 1972'deki versiyonun arkası kapalı olduğu için kalibreyi görmek de mümkün değildi.

Hazır bahsetmişken dikkat çekilmesi gereken bir konu da rotorun diğer bir çok kalibredekinden farklı olarak merkezdeki bir taşıyıcı üzerinden dönmek yerine, merkezde gevşek bir şekilde tutturulup aslında rotorun dışındaki yakut taşıyıcılar üzerinde dönüyor olmasıdır.

Detaylara ciddi bir özen gösterilerek üretilmiş bu kalibrenin tüm ihtişamı ile görülebilmesini sağlayan AR uygulamalı safir kristal camla donatılmış arka kapak üzerinde saatin kasa ve seri numarasını da görebiliyoruz. Ayrıca kasanın arka köşesindeki çok küçük bir AP işlemesi de dikkat çekiyor.






Basit ve sade görünmesine rağmen saati elimize alıp incelemeye başladığımız da bir çok önemli detay göze çarpıyor. Tabi bunda saatin tarihini biliyor olmanın da etkisi var muhtemelen.

İlk bakışta orjinalini çok andıran yeni nesil jumbo da komple paslanmaz çelik kasa, markayla özdeşleşmiş sekizgen bezel ile ortaya harika bir görünüm çıkarıyor. Markanın ikonu olan bezel, üzerindeki sekiz beyaz altın vida ile uyum içerisinde, yine AR özellikli safir kristal camı çevreliyor. Yansımasız cam saatin sadeliği ile öne çıkan kadranını tüm detayları ile görmemize yardımcı oluyor.



Bir önceki versiyonunda 3 farklı kadran rengi seçeneği ile satılan jumbo 40. yıl versiyonunda önemli değişiklikler geçirerek ilk versiyonundaki gibi tek renk seçeneği ile sunuldu. Kadran, her açıdan ışığın yansımasına göre siyah/mavi/gri renkler arasında farklı bir görüntü verse de asıl rengini mavi olarak tanımlayabiliriz.







Kadrandaki en önemli değişikliklerden biri tarih çarkının beyaz üzerine siyah rakam yerine tam tersi, siyah üzerine beyaz kullanılmış olması.




Eski versiyon,

Yeni Jumbo.

Bir önceki versiyona göre kadrandaki değişiklikler bununlada bitmiyor. En önemlilerinden biri de AP logosunun orjinal versiyonda olduğu gibi kadranın altına alınması ve 12 indeksine çift çubuk konulması. Bir önemli değişiklik te "Petite Tapisserie" diye adlandırılan kadran deseninin ilk versiyon kadar olmasa da bir öncekinden daha küçük dilimlere ayrılması. Tüm bu değişikliklerle yeni bir yüze kavuşan saatin beyaz altından lumeli kolları aynen korunmuş. Jumbo,indekslere de uygulanan lume ile beraber karanlıkta da zerafetini koruyor.



Kadranla ilgili verebileceğin son detay Audemars Piguet yazısının her 3 versiyonda da değişik olduğu.

Saniyesi kolu olmayan saatin hızlı gün ayarlama fonksiyonu da yok. Tarih ayarlayabilmek için saati 10'a kadar geri kurup tekrar 12'yi geçirmek gerekiyor.

Genta ustanın elinden çıkan tepe hariç 39 mm lik paslanmaz çelik kasa üzerindeki parlak ve fırçalanmış kısımların mükemmel işçilikleri göze çarpıyor. Tamamı elle işlenmiş bu detaylarla firma ne kadar gurur duysa azdır.

Saatin bileziği tam bir sanat eseri. Yapım videosunda da görebileceğiniz üzere tamamı el işçiliği ile üretiliyor. Hem ilk hem de bir önceki versiyona göre daha kalınlaştırılmış bilezik çift taraflı açılan klips ile adeta mükemmelleştirilmiş. Kullanımda gayet sağlam bir his veren bilezik üzerindeki detayların keskinliği insanın elini acıtır vaziyette. Klips üzerindeki işçiliğe ise söyleyecek söz bulamıyorum. Yorum tamamen sizlerin.




Saatin kutusu ekstra bir özellik taşımamakla birlikte gayet kaliteli.




Jumbo'yu Royal Oak serisindeki benzer modeller den ayıran en önemli ayrıntı saniyesiz olması ve farklı kadran rengi diyebilirim.

Jumbo 15202 eski versiyon, farkları inceleme sırasında anlatmaya çalıştım.

15300 referanslı Royal Oak. yine 39 mm ama en belirgin fark saniye kolunun olması. Nicky Başkan'ın 15300 ile 15202 arasındaki farkları anlatmak için açtığı eski bir konunun linkini de verelim.

viewtopic.php?f=99&t=3910#axzz2N2fbtMKR

Buda 15400 referanslı yeni nesil bir Royal Oak. 41 mm ve saniye kolu var. Kadranlar arasındaki renk farkı da gayet hissedilebilir düzeyde.

Evet dostlar, herşey bundan yaklaşık 4-5 ay önce Drk Başkan'ın "Abi, Jumbo'ya ne dersin " diye sormasıyla başladı. Her seferinde olmaz dememe rağmen yılmadı ve beni bunaltmaya devam etti.

Aldığım tüm saatler de olduğu gibi bu sefer de beni fikirleriyle destekleyen "kadim" dostlarım mrbrass
RazZ ve seadweller'a ve saati alırken bana eşlik eden büyük başkan Bond' da çok teşekkür ediyorum.
Sizleri tamamı tarafımdan çekilmiş kıyaslamalı resimlerle başbaşa bırakıp bir sonraki incelememizde görüşmek üzere diyorum.




