Certina DS Action Automatic Diver İnceleme
Gönderilme zamanı: 01 Mar 2013, 11:19Selamlar,
Yeni saatim ile birlikte İlk incelememi yapayım dedim. Daha önce de forumda inceleyen olmamış zati bu saati. Siyah kadranlı PRS 516'mı sattıktan sonra siyah kadranlı metal bilezikli saat arayışımın sonunda bulduğum bir saat. Sonradan gerçi mavi PRS 516 aldım ama çaktırmayın, o ayrı bu ayrı
Hem kutuyu ilk ben açmadığımdan hem de kutu yanımda olmadığından kutusuz bir kutu açılışı yapmış olayım
Modelin özellikleri ile kısaca başlayalım.
Kodu: C013.407.11.051.00
Kasa çapı: 43,2 mm
Kasa kalınlığı: 10 mm
Mekanizma: ETA 2824-2
Kasa ve kordon: 316L Çelik
Cam: İçten AR kaplamalı safir kristal
Hikayesine geçecek olursam; saat Avrupa liste fiyatı yaklaşık 670 Euro, Türkiye liste fiyatı ise 770 CHF olan bir saat. Saat ve saat sitesinde 1800 TL (940 CHF) filan yazsalar da "o kadar da değil" artık diyerek NŞA'da pazarlık ile 670 -700 Frank'a filan alınabilir seviyede olduğunu söyleyebileceğim bir saat.
Saatin konsept adı olan DS kelimesi Double Security (Çift güvenlik gibi çevrilebilir) tanımının kısaltmasıdır. Yanlış bilmiyorsam darbe ve su geçirmeye karşı ekstra önlemler DS kavramı dahilinde yer alıyorlar. Yani 6 metreden düşmeye karşı dayanma, vida ve kapakların arkasında ikinci koruma contaları gibi ek önlemler var.
Tasarımı da aynen adına yakıştığı gibi insana kendini güvende hissediyor. Nedendir hiç anlamadım ama bu saatin bende yarattığı sağlamlık hissiyatı çok fazla. Hatta gereğinden de fazla Bu hissiyatı yaratan etmenler ise saatin ağır ama dengeli olması, tasarımın bezel dahil köseli olması ve ağırlıklı olarak brushed metal kullanılması diyebilirim. Bu hissiyatı azaltan 2 olumsuz yönü var, onları da aşağıda paylaşacağım. Onlar da olmasa kolumda Alman panzer tankı taşıyormuşum gibi olurdu herhalde.
Saatimiz 200 mt su geçirmezliğe sahip ISO sertifikalı bir diver'dır. Nedense sertifikalarını da kadrana yazma gereği hissetmişler.
En güzel yönlerinden birisi de kasa çapı. 43,2 mm ne küçük ne büyük kalıyor. Sanki terziden kolumun ölçüsüne göre çıkmış gibi:) Saatin kalınlığı da makul seviyede olduğundan günlük kullanımda rahat ettiriyor. Belki kurma tepesi biraz daha ufak olabilirdi ama çok fazla rahatsız etmedi beni.
Mekanizması hakkında pek yorum yapmayı düşünmüyorum. Çünkü her saatte karşımıza çıkan meşhur bir mekanizma içeriyor. Sırf bende bile bu mekanizmaya sahip 4 saat var. Bendeki 4 saatin 4'ü de ileri gitme eğiliminde olup ortalama +7 sn / gün sapmaya sahipler.
Şimdi fotolar eşliğinde devam edelim. İlkinde duvar kenarında benim kolumda iken:
Bir alıntı foto gelsin:
Kadran içi tasarımı pek bir farklılık sunmuyor ancak yakından bakınca indislerin içindeki parıltılı malzeme şık olmuş. Ok şeklindeki kol ise farklı olsa da çok özel bir ayrıntı değil ama saatin gelen tasarımı içinde gayet uyumlu duruyor. Saatin 2 olumsuz yönünden birisi bence bezelde kullanılan malzeme. Bu malzemenin ne olduğuna dair bilgi pek yok. Sanki mıka kaplama gibi bir şey. Şimdilik sıfır olduğundan parlak duruyor ama yumuşak bir malzemeye benzediğinden çabuk çizilebilir izlenimi var.
bir alıntı foto daha:
indislerin içini buradan görebilirsiniz:
Ama o kötü dediğim bezel gece harikalar yaratıyor işte. İndisler mavi, bezel yeşil lume vererek beni benden alıyor:
şimdi kendi fotolarımla devam:
Cam bombeli gibi dutuyor ama aslında düz. Bezel dışa doğru genişlerken aşağı yönlü eğim alıyor.
Gelelim arka kapağa, saatin polished metal olan nadir ama güzel yerlerinden Kaplumbağa markanın eskilerden gelen sembollerinden biri.
DS logolu vidalı tepe:
Öyle bir foto işte:
Bilezik ve toka da gayet kaliteli. İşçilik sağlam, ağırlık yerinde. Tam ayarlanması için sona doğru kısa baklalar mevcut. Fakat tokanın açılıp kapanması zor oluyor. Kola takınca sanki kelepçe gibi, hiç çıkmayacak gibi hissediyorum seyredelim:
Ama olumsuz ikinci taraf yine tokada karşımıza çıkıyor. Dalgıç saatlerinde olan ek genişleme sağlayan bu gizli tokada kullanılan malzeme düz olmamalıydı ve Seiko'yu anımsatmamalıydı. Bu nedenle kalite algısını azaltıyor. Evet belki görünmeyen bir parça ana bunu da düzgün yapsalardı bence sunumu tamamlamış olacaklardı.
Son olarak kral tacını hatırlatan bezelin ve sağlam kasanın yandan görünüşüne bakalım:
Umarım işinize yarayacak bir değerlendirme olmuştur.
Sevgiler,
Murat
Yeni saatim ile birlikte İlk incelememi yapayım dedim. Daha önce de forumda inceleyen olmamış zati bu saati. Siyah kadranlı PRS 516'mı sattıktan sonra siyah kadranlı metal bilezikli saat arayışımın sonunda bulduğum bir saat. Sonradan gerçi mavi PRS 516 aldım ama çaktırmayın, o ayrı bu ayrı
Hem kutuyu ilk ben açmadığımdan hem de kutu yanımda olmadığından kutusuz bir kutu açılışı yapmış olayım
Modelin özellikleri ile kısaca başlayalım.
Kodu: C013.407.11.051.00
Kasa çapı: 43,2 mm
Kasa kalınlığı: 10 mm
Mekanizma: ETA 2824-2
Kasa ve kordon: 316L Çelik
Cam: İçten AR kaplamalı safir kristal
Hikayesine geçecek olursam; saat Avrupa liste fiyatı yaklaşık 670 Euro, Türkiye liste fiyatı ise 770 CHF olan bir saat. Saat ve saat sitesinde 1800 TL (940 CHF) filan yazsalar da "o kadar da değil" artık diyerek NŞA'da pazarlık ile 670 -700 Frank'a filan alınabilir seviyede olduğunu söyleyebileceğim bir saat.
Saatin konsept adı olan DS kelimesi Double Security (Çift güvenlik gibi çevrilebilir) tanımının kısaltmasıdır. Yanlış bilmiyorsam darbe ve su geçirmeye karşı ekstra önlemler DS kavramı dahilinde yer alıyorlar. Yani 6 metreden düşmeye karşı dayanma, vida ve kapakların arkasında ikinci koruma contaları gibi ek önlemler var.
Tasarımı da aynen adına yakıştığı gibi insana kendini güvende hissediyor. Nedendir hiç anlamadım ama bu saatin bende yarattığı sağlamlık hissiyatı çok fazla. Hatta gereğinden de fazla
Bu hissiyatı yaratan etmenler ise saatin ağır ama dengeli olması, tasarımın bezel dahil köseli olması ve ağırlıklı olarak brushed metal kullanılması diyebilirim. Bu hissiyatı azaltan 2 olumsuz yönü var, onları da aşağıda paylaşacağım. Onlar da olmasa kolumda Alman panzer tankı taşıyormuşum gibi olurdu herhalde.Saatimiz 200 mt su geçirmezliğe sahip ISO sertifikalı bir diver'dır. Nedense sertifikalarını da kadrana yazma gereği hissetmişler.
En güzel yönlerinden birisi de kasa çapı. 43,2 mm ne küçük ne büyük kalıyor. Sanki terziden kolumun ölçüsüne göre çıkmış gibi:) Saatin kalınlığı da makul seviyede olduğundan günlük kullanımda rahat ettiriyor. Belki kurma tepesi biraz daha ufak olabilirdi ama çok fazla rahatsız etmedi beni.
Mekanizması hakkında pek yorum yapmayı düşünmüyorum. Çünkü her saatte karşımıza çıkan meşhur bir mekanizma içeriyor. Sırf bende bile bu mekanizmaya sahip 4 saat var. Bendeki 4 saatin 4'ü de ileri gitme eğiliminde olup ortalama +7 sn / gün sapmaya sahipler.
Şimdi fotolar eşliğinde devam edelim. İlkinde duvar kenarında benim kolumda iken:
Bir alıntı foto gelsin:
Kadran içi tasarımı pek bir farklılık sunmuyor ancak yakından bakınca indislerin içindeki parıltılı malzeme şık olmuş. Ok şeklindeki kol ise farklı olsa da çok özel bir ayrıntı değil ama saatin gelen tasarımı içinde gayet uyumlu duruyor. Saatin 2 olumsuz yönünden birisi bence bezelde kullanılan malzeme. Bu malzemenin ne olduğuna dair bilgi pek yok. Sanki mıka kaplama gibi bir şey. Şimdilik sıfır olduğundan parlak duruyor ama yumuşak bir malzemeye benzediğinden çabuk çizilebilir izlenimi var.
bir alıntı foto daha:
indislerin içini buradan görebilirsiniz:
Ama o kötü dediğim bezel gece harikalar yaratıyor işte. İndisler mavi, bezel yeşil lume vererek beni benden alıyor:
şimdi kendi fotolarımla devam:
Cam bombeli gibi dutuyor ama aslında düz. Bezel dışa doğru genişlerken aşağı yönlü eğim alıyor.
Gelelim arka kapağa, saatin polished metal olan nadir ama güzel yerlerinden
Kaplumbağa markanın eskilerden gelen sembollerinden biri. DS logolu vidalı tepe:
Öyle bir foto işte:
Bilezik ve toka da gayet kaliteli. İşçilik sağlam, ağırlık yerinde. Tam ayarlanması için sona doğru kısa baklalar mevcut. Fakat tokanın açılıp kapanması zor oluyor. Kola takınca sanki kelepçe gibi, hiç çıkmayacak gibi hissediyorum
seyredelim:Ama olumsuz ikinci taraf yine tokada karşımıza çıkıyor. Dalgıç saatlerinde olan ek genişleme sağlayan bu gizli tokada kullanılan malzeme düz olmamalıydı ve Seiko'yu anımsatmamalıydı. Bu nedenle kalite algısını azaltıyor. Evet belki görünmeyen bir parça ana bunu da düzgün yapsalardı bence sunumu tamamlamış olacaklardı.
Son olarak kral tacını hatırlatan bezelin ve sağlam kasanın yandan görünüşüne bakalım:
Umarım işinize yarayacak bir değerlendirme olmuştur.
Sevgiler,
Murat
Lug yapısı ve bileziği de çok hoş.. 