İnceleyeceğimiz saat Seiko SRP307. Ya da başka bir deyişle “New Black Monster”. Geçtiğimiz yaz aylarında piyasaya çıkan, Seiko’nun dünya çapında belki de en çok satan modelinin resmi olarak modifiye edilmiş hali. Seiko Monster; lume, bilezik işçiliği, dakiklik vb birçok konuda oldukça kadar başarılı bir model ki çoğu yerde f/p denilince akla gelen ilk saat diyebilirim. Bununla beraber çokça modifiye edilen de bir saat. Özellikle kadranda yapılan modifikasyonlara yönelim Seiko’nun dikkatini çekmiş olacak ki “yahu arkadaş, şunu biz yapalım, kaymağını da biz yiyelim. Elin gavuru niye yesin, değil mi çekik gözlü gardaşım” dedi ve resmi bir modifikasyonla yeni Monster’ları piyasaya sürdü.
Daha önce de bir başlıkta belirtmiştim. Eski Monster’ların beğenmediğim özelliklerinin başında yeşil lume’ları geliyordu. “Ah keşke şunlar beyaz olsaydı be…” demişliğim çoktur. Bir de kadranda saniyelerin çok gereksiz olduğunu düşünüyordum. Seiko’dan rica ettim, onlar da kırmadı beni, kadranı değiştirdiler demeyi çok isterdim ama değil elbet
Anladım ki bu genel bir talepmiş, sonuçta da yeni Monster’lar bu talebe cevaben üretilmiş. Benim en çok beğendiğim modeller SRP307 ile SRP309 oldu. Hatta SRP309’u daha çok beğendim ama siyahı daha rahat kullanabileceğim için buna karar verdim. Peki bu Monster'da neler farklı, neler hala eskisi gibi? İlk operasyon mekanizmaya yapılmış. 7S26 gitmiş, yerine 4R36 gelmiş. Çok da iyi olmuş. Bilezik ve kasada neredeyse hiçbir değişiklik yapılmamış. Sadece “crown” kısmında bir farklılık mevcut. Kadrana gelince ise işler değişiyor. Öncelikle kadran biraz temizlenmiş. Saniye göstergeleri gitmiş. En önemli değişiklik ise indislerde. Üçgen şeklinde yeni indisler, eskisinden farklı olarak beyaz renkte ve etrafında gümüş rengi bir çerçeve var (saatin kadranında en beğendiğim şey bu gümüş çerçeve oldu). Saniyenin alt ucu turuncu renkte yapılmış. Ve tüm bunlar yapılırken, lume gücünden hiçbir şey kaybetmemiş. İlk defa bu kadar güçlü bir lume’a sahip saat edindim, gece uyanıp saate bakınca sırıttığım doğrudur
Saatin dakikliğine gelirsek, bugün 5 saniye geri kaldı. 1 günlük bir saat için sanırım fevkaladedin fevkinde
Sevmediğim tek özelliğini de söyleyerek incelememi bitireyim. Gümüş çerçeveye bayıldığımı belirttim. Akrep ve yelkovanda aynı gümüş çerçeveyi kullanmak yerine neden beyaz çerçeve kullanmışlar, doğrusu anlamadım ama “bu kadar kusur kadı Rolex’inde de olur” diyerek göz ardı ettim gitti.
Toparlamak gerekirse, son zamanda bir sürü saat deneyip gidip hiç denemediğim bir saati almak biraz garip oldu ki doğru söylemek gerekirse saatin tam 1 ayda elime ulaşması “acaba yanlış mı yaptım” dedirtti. Ama şu an, kafamda planladığım bütçenin yarısına bu kadar kaliteli bir dalgıç saati aldığım için oldukça keyifliyim. Aynı saate üst sınıf bir marka logosu yapıştırsak kaç katı fiyata satılır tahmin edemiyorum ama Seiko logosunu kolumda görmekten ziyadesiyle mutluyum. Ve tabi paramı da cebimde görmekten
Ve karşınızda Seiko SRP307 New Black Monster :
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us
Uploaded with ImageShack.us
“Şeklini şemailini bir net görelim arkadaş” diyenler için:
Uploaded with ImageShack.us
“Lume ver arkadaş” diyenler için:
Uploaded with ImageShack.us
Ve son olarak “Nerdesin len sen bir aydır!!” diyerek başladığım sorgulamadan bir kare:
Uploaded with ImageShack.us
