Cagry » 14 Haz 2014, 15:16
İlk virus yurtdışı bir seyahat sırasında direktörümün paneraisine aşık olmam ve bir gunlugune odunc almam ile başladı. Adeta bir sindrella hikayesi idi. Balkabağına dönüşene kadar kolumdaki "timepiece" cok farklı duruyordu.(turkcesini pek uyduramadım, yardım lutfen). Cok kaliteli ama sade, abartılı ancak havalı değil, doğal ama bir o kadar da özenli idi. Hiçbirşeyde aşırıya kaçışmamıştı. Tıpkı bir porche gibi idi, nasıl ki lamborgini ile şehir içinde fazla dikkat çekersiniz ancak porche de herşey olması gerektiği gibidir, hissiyatı aynı idi...
Uzun seneler keyifle takacagım bir saat arayısım vardı, forumu incelemem ile anladım ki, otomatik olmaz ise yıllar sonra kullanılacak bir saat olma ihtimali pek yuksek degil. Bir de nasıl ki sevdiğiniz birşey ile aranızda bir bağ kurmak için ilgilenmeniz gerekli, otomatik saatler de oyle değil mi? Kullanma iseniz size darılıyor, çalışmayı bıtakıyorlar. Boylece ilk filtrelememi tamamlamıştım. Saatim otomatik olacaktı.
Ardından mevcut saatimin seiko olması sebebi ile bı sefer bir isviçreli denemeye karar verdim. İlk durak tahmin edeceğiniz uzere tissot idi. Ancak tum denediğim tissotlarda birşekilde istediğime ulaşamadım. Ya renklerde kontrast fazlaidi, ya kordon kasa uyumu zevkime uygun değildi, ya da kadran içinde bir renk ya da malzeme uyumsuzluğu vardı. Kimin gonlunde yatan modeller bu markada olabilir, lutfen yanlış anlamayın bu şahsi kanaatim. Tissot olmayacaktı.
Ardından cetrina, hamilton, oris, victorinox ve benzeri markalarda arayışım başladı, saat pilot modeli olmalıydı. Kasası 42'den buyuk, 45'ten kucuk ve kayışı sade ancak sağlam bir kayış olmalı idi. Tl olarak 2500 tl bandını geçmemeli idi. Uzun süre oris big crown'un çeşitli limited versiyonlarını da dahil eden bir elemeden sonra, canlı denediğimde panerai'de yakaladığım "bütünlük" hissiyatını yakalayamadım.
Ardından chrono 24'teki detaylı aramayı keşfetmemle; deri tipi, fiyat aralığı, çap vb, girerek birçok saat arasında dolaşmaya başlamıştım ki bir anda aradığım saati bulmuştum. Yoğum aramalardan sonra sıfırına ulaşamayarak (ki yurtiçinde hamilton 2-3 aya distributorsuz swatchgroup aracılığı ile hareket edecek) ikimci elini siparişini chrono24 üzerinden verdim.
Swatchgroup'un el atmasından sonra tr popülerliğinin artacağını düşündüğüm saatime ulaşma hikayemşimdilik bu kadar.
Olur da forumda farklı bir saat(timepiece)'e tutulmaz isem, sıradaki hedefim bir "Glycine".
Combat chronograph, watch combat 6 automatic ve incursore modellerini incelemenizi öneririm.
Butce biraz artarsa ise forumda gorup sevdiğim longiness legend diver.
Sevgiler, selamlar...