Bu sefer de MertYe'yi Çukurambar dolmuşuna attığımız gibi Cenevre'ye gittik. Aslında SIHH bahanesiyle gitmiş olsak da, fazladan gördüklerimiz SIHH i ezdi geçti. Mert hangi saatleri denediğiniz başlığına bayağı bir yığdı ama ufak bir tekrar ve üstüne azıcık independent sos fena olmaz diye düşündüm.
İlk durağımız Patek Salon oldu. Müşteriye gösterilen alaka konusunda dünyanın en iyi yeri olabilir. Netekim bizim de hiçbir isteğimizi kırmadılar. Türkiye'deki bırakın Patek butiği, sıradan saatçilerdeki muameleleri hatırlayınca hafif bir gülümsedik.
Patek Philippe 5740 Nautilus, beyaz altın kasası ve perpetual komplikasyonu ile beklenenden güzel çıktı. Özellikle 8.4mm kalınlığa perpetual sığdırmak özel olmuş. Son yıllarda patlayan mavi kadran akımıyla kanlı bıçaklı olsam da, itiraf ediyorum ki bunun mavisi beni en az rahatsız eden oldu. Perpetual Nautilusun doğasına aykırı gibi düşüncelerim sabit kalsa da saat güzel
İkinci alakamız Patek 5531 Worldtimer minute repeater oldu. Özel enamel kadranı, en sevdiğim komplikasyon olan minute repeater olması ve tabi bir Patek klasiği worldtimer olması saati çok özel yapıyor. Çok şık çok seçkin, harika.
Sonuncusu ise, hayallerde bile yer alamayan Patek 6300. Şu anda Patek Philipp'in en komplike ve en pahalı saati. Liste fiyatı pek söylenmese de 3,2 - 3,5 milyon USD civarında olduğu biliniyor. Ölmeden denemiş olduk
47mm kasaya rağmen bilekte oldukça iyi duruyor. Bilmemkaçyüz komplikasyon olduğu için detaya girmeden fotolara geçiyorum.
arka yüzü
Patek gazını alınca geçtik SIHH e. Mert zaten bayağı bir paylaşım yaptığı için iki Lange ile konuyu geçiştiriyorum.
Lange booth da gezinirken Zeitwerk bölümü başkanı dostumuz master watchmaker Robert'e rastladık. Normalde randevusuz bir şey göremeyecekken, tüm koleksiyon hem de master watchmaker tarafından anlatıldı, bu da bizim şansımız oldu.
İşte tarih göstergeli Zeitwerk
ve Datograph Perpetual Tourbillon Pink gold dial
Bu saatle ömrümü geçiririm diyerek derin bir soluk alıyorum
Dediğim gibi SIHH detaylar için hangi saatleri denediniz başlığı Mert'in fotolarıyla dolu.
Cenevre'deki bir başka sürpriz de bu yıl GPHG en iyi erkek saati ödülünü alan bağımsız üretici Rexhep Rexhepi'yi ziyaret etmek oldu. Forumu takip edenler yıllar içinde bir kaç marka hariç, ana akım markalara ilgimin oldukça azalıp artık tamamen bağımsız üretici bağımlısı olduğumu bilirler. Rexhep de bunlardan biri. Akrivia markasını kurup bununla giriş yapan ve sonra kendi adını verdiği markasıyla da GPHG kazanan Rexhep Aralık ayında Türkiye'ye gelmiş ve güzel vakit geçirip saatlerini inceleme fırsatı bulmuştuk. Mert onu çok güzel ağırlayınca kozlar bizdeydi zaten Bu sefer de biz ona konuk olduk. Atölyesinde bizi ağırlarken çok da eğlendik. Bu genç dahi geleceğin en büyük saat ustası olarak anılmaya başladı bile.
Kendi saatini de kolundan alıp bir denedim tabi.
Benim favorim bu oldu
Ve ödül kazanan saat
Verdik kendimizi burgere. Bilekler bir Akrivia (Rexhep'in kız arkadaşı), bir Rexhep Rexhepi, bir dato ve bir seramik daytona
Ve Cenevre'nin ağır topu, bana göre artık dünyanın en büyük saat ustası Kari Voutilainen. Kendisini İstanbul'da ağırlarken bir başlık açmış ve bilgiler vermiştim. Bu kez onun davetlisi olarak Cenevre'deydim. Son dakikada Mert de dahil olunca, herzamanki nezaketiyle ikimizi beraber ağırladı. Eşi ile birlikte hem evlerinde hem de atölyede bize büyük konukseverlik gösterdiler. Bunun ile ilgili vakti geldiğinde geniş bir başlık açacağımı belirterek hatıra resmimizle konuyu bitirelim.