Ülkemiz ve tüm dünya adına akıl almaz olayların yaşandığı bir yıl geride kaldı. Bizler ise yaşananların getirdiği karamsarlıktan uzaklaşabilmek için daha çok sardık zamanı ölçen enstrumanlarımıza. Kafamız dağılsın diye beyin jimnastikleri yaptık, fikir sorduk, fikir aldık, saatler aldık, saatler sattık... Ama en önemlisi böylesine güzel bir platformda birbirimizi tanıdık.
Bilenleriniz vardır, parfümler hakkında her yıl tüm yılı kapsayan raporlar hazırlıyorum. 2016 raporunu yazarken benzer birşeyi neden saatler için yapmayalım diye düşündüm. Hem eğlenir hem de gözümüzden kaçan modeller üzerinde kafa yorarız. SIHH, Baselworld ve irili ufaklı etkinlikler derken belki de bir sonraki sahip olacağımız saat yerleşiyor bilinçaltımıza öyle değil mi?
Hem Baselworld 2016 hem SIHH 2016'da ilgi çekici birçok model tanıtıldı. Bununla yetinmeyen markalar yıl içinde irili ufaklı organizasyonlarla ya da sessiz sedasız şekilde yepyeni tasarımlar görücüye çıkardı. Panerai "Dive Into Time" ismini verdiği bağımsız organizasyonla yeni kasasını tanıtırken yıllık düzenlenen Watches and Wonders yetkilileri, bundan böyle organizasyonun 2 yılda bir gerçekleşeceğini açıkladı. Sektörel verilerdeki tehlike sinyallerini destekler nitelikte, Richemont Group CEO'sunun yıllık gelişim raporu pazara bomba gibi düştü.
Brexit açıklaması sonrası Sterlin'de yaşanan değer kaybının sonucunda İngiltere, turistler açısından(tax free avantajı) İsviçre saatlerinin neredeyse en ucuza alınabildiği yer haline gelirken Dolar ve Euro'nun dengesiz yükselişiyle ülkemizdeki yüksek saat satan butikler haftayı siftahsız kapatır oldu. Birkaç yıldır Türk Lirası üzerinden liste fiyatı belirleyen Swatch Group ise bir anda fiyat/performans açısından rakipleri arasında önemli bir avantaj elde etti ve bu avantaj, şubat 2017'de gerçekleşmesi beklenen liste fiyatlarında dövize dönüş ve zamma kadar da devam edecektir.
Her biri 1000 limitli olan Seiko Presage Chronograph'ların neredeyse onda biri "bunun siyahından 3, beyazından 2 tane geldi ülkeye" hikayesiyle TSF üyelerine satılırken No Date ve Speedmaster lobileri de önlenilmez yükselişlerini sürdürdü.
Forum açısından yılın en önemli olayı ise İsviçre'nin köklü markalarından biri olan Oris ile TSF projelerinden üçüncüsü için anlaşma yapılması ve tüm şartların yerine getirildiği başarılı proje sonrası, 100 şanslı kişinin manevi değeri paha biçilmez saatler ile buluşması oldu
abice'nin nefis fotoğrafı ile TSF Oris LE
Horolojik değerlendirme derken modellere göz atmadan olmaz. 2016 yılında beni en çok etkileyen 10 saati içeren bir liste yaptım. Aralarında bilekte denemediğim modeller olduğu için listenin sıralamasını rastgele yapmayı uygun gördüm.
Rolex Cosmograph Daytona 116500
Çerçeveye bakıldığında bu yıl Rolex'in pek de bir yenilik yaptığı söylenemez. Modellerini kusursuzlaştırdı demek daha doğru olur. Halihazırda mükemmele yakın bir saat olan çelik Daytona'ya seramik bezel gelmesi, 41mm'lik DateJust'ın orantısız indislerinin düzelip kasasının incelmesi, Exporer'ın kısa kalan kollarının uzaması gibi revizyonların yanısıra geçen yıllarda Sea Dweller'ı dirilttiği gibi Air King modelini de dirilten Rolex, 2016 yılını deyim yerindeyse "güvenli" geçirerek tüm yaramazlıklarını ve denemelerini Tudor'da gerçekleştirdi. Yılın bombası ise her geçen gün uzayan bekleme listesiyle seramik bezele kavuşan çelik Daytona oldu.
Vacheron Constantin Overseas
In-house mekanizma barındırmadığı için yıllardır eleştirilen Overseas modelleri 2016 yılında önemli değişiklikler geçirdi. Marka bünyesinde geliştirilen yeni mekanizmaya kavuşan saatlerin kasa ve kadran tasarımları elden geçirilirken Richemont Group markalarında sıklıkla kullanılan kolay kayış değiştirme sistemi de yeni modellerin versatilliğini arttırdı.
Şu güzelliğe bakın;
Hermès Slim d'Hermès
2015 yılında görücüye çıkan Slim d'Hermès modeli yeni kadran renkleriyle benim için bu yılın yıldızlarındandı. Henüz hak ettiği ilgiyi görmediğini düşündüğüm saat, son yıllarda gördüğüm en başarılı kadran tasarımlarından birine sahip olmakla birlikte %25 ortağı olduğu ve Parmigiani Flurier Tonda modellerinde de kullanılan mikro rotorlu Manufacture Vaucher mekanizmasıyla horolojik açıdan son derece üstün bir saat. Bileğimde deneyince büyü bozulur mu takıntıya mı dönüşür bilmem ama Hermès'in yeni modeli bu yıl en çok ilgimi çekenler arasında.
A. Lange & Söhne Saxonia Moon Phase
Dresswatch kategorisinde benim için zirve olan A. Lange & Söhne Saxonia Automatic modelinin bu yıl ay fazı komplikasyonlu modeli tanıtıldı. Yine yıl içinde tanıtılan Datograph Perpetual Tourbillon ve Grand Lange 1 Moon Phase Lumen'in yanında sönük kalan model istediği kadar ilgi görmesin, benim aklımdan çıkmıyor!
Cartier Drive De Cartier
Mücevher tasarımcılığından çok daha fazlasını sunan Cartier, SIHH 2016'da yeni kasası olan Drive de Cartier'i tanıttı. Hem spor hem de dresswatch olarak kullanılabilecek model bana kalırsa bilekte de oldukça etkileyici ve dengeli duruyor.
Master Memovox Boutique Edition
SIHH'den bağımsız olarak yıl sonunda sessiz sedasız tanıtılan Master Memovox Boutique Edition'ı JLC'nin köklerini sonuna kadar yansıtan oldukça başarılı bir model olarak değerlendiriyorum. Her horoloji sevdalısı mutlaka alarmlı bir JLC'yi kurup o zilin titreşimini hissetmeli
Omega Speedmaster Moonwatch “CK2998” Limited Edition
Omega bu yılı da gereksiz kalın in-house kalibrelerini yerleştirip daha da kalınlaştırdığı Speedmaster modelleri ve boyutlarını bir türlü tutturamadığı Seamaster serisiyle geçirirken öyle bir limited edition tanıttı ki, tüm o kızgınlığım yerini hayranlığa bıraktı. Geçtiğimiz yıl Limited Edition kotasını anlam veremediğim beyaz kadranlı Snoopy modeli ile dolduran Omega, bu yıl tasarımı ile oldukça beğeni toplayan Speedmaster First Omega in Space dizaynı üzerine geliştirdiği CK2998 limited edition modelini görücüye çıkardı. Kullanılan Lemania mekanizmadan boyutlara ve kadran rengine kadar mükemmele yakın bir saat olarak nitelendiriyorum CK2998'i.
Classic Fusion Berluti All Black Limited Edition
"Nasıl yani? Hublot'un ne işi var burada" dediğinizi duyar gibiyim. Önyargılardan kurtulup bu saati bileğinizde denemenizi tavsiye ederim. Hayatım boyunca beni en çok etkileyen kadranlardan (deri kadran) birine sahip Classic Fusion Berluti!
Girard Perregaux Laureato
Basel'in sessiz kahramanlarından biri de Girard Perregaux Laureato oldu benim için. Genta tasarımlarından (Royal Oak, Nautilus, Ingenieur) ilham alan en başarılı çelik kasalı ve bilezikli saatlerden biri olarak Laureato'yu görüyorum. Yeri gelmişken Piaget'i de Polo S ile Aquanaut ve Nautilus arası çakma bir tasarım yaptığı için kınıyorum
Oris Divers Sixty-Five 42mm
Geçtiğimiz yıl küllerinden dirilttiği Sixty-Five ile hatırı sayılır bir başarı yakalayan Oris'in, vintage ruhlu modelin 42mm'lik kasasıyla sadece boyutları değiştirmekle kalmayıp kadran dengesini de iyileştirdiğini düşünüyorum. Rivetli çelik bileziği ve mavi kadranıyla bu yıl denediğim saatler arasında beni en çok etkileyenlerden biri Sixty-Five 42.
Rolex Cellini Date 50519
Listeyi Rolex'le başlattık, Rolex ile bitirelim. Hem Cellini serisinde çelik kasa opsiyonu olmadığı hem de marka çelik bilezikli modelleri ile özdeşleştiği için geri planda kalan Cellini'lere optik olarak şahane eklemeler yaptı bu yıl Rolex. Date modelinin mavi kadranlısının güzelliğine bakar mısınız?
2016'nın yıldızlarını bu şekilde tanımlıyorum. Beni tanıyanlar listede Panerai ve IWC olmadığı için şaşıracaktır. Ne yapsaydım solmuş kadranlı 662 veya 663'ü mü beğenseydim ya da polished crown guard'ı ile çakma Panerai gibi duran Luminor Due'yi mi sevseydim... Bileğimde çektiğim fotoğrafı paylaşayım da siz karar verin;
Bu yıl Pilot saatlerinin kasa boyutları ve kadranlarıyla oynayan IWC de ruhunu çaldığı Ingenieur'ları o saçma yarış konseptinden kurtarıp köklerine döndürmedikçe markaya küsüm. Her yıl bir serisini elden geçiren marka bu yıl ya Portuguese ya da Ingenieur üzerinde yenilikler yapacak. Umarım sıra Ingenieur serisindedir.
Son olarak Ulysse Nardin Grand Deck Marine Tourbillon ve H. Moser & Cie. Swiss Alp Watch'u yenilikçi tasarımlarından dolayı takdir ederken Tudor'un Black Bay Bronze ve Black Bay Dark hakkında bilekte deneyene kadar sessiz kalmayı tercih ediyorum. Bir de zaten Royal Oak çakması konseptlerle pazarlama literatürüne geçebilecek Jean Claude Biver'in kendi markasını bile çakıp Tag Heuer Carrera 01 ile "erişilebilir Hublot Big Bang" yaratma çabasını hayranlıkla izliyorum