Genç bir kardeşimiz olarak illaki en güzellerinin, en iyilerinin sende olmasını isteriz. Girdiğin her ortamda en başarılısı, her alanda en iyisi olmanı can-ı gönülden dileriz. Lakin, saat sevgisi de her hobi gibi yavaş yavaş kanına girer. En tepeden başlarsan işin tadı kaçar. Bir maddeye parayla ulaşabiliyor olman ona ulaşman gerektiğini göstermez. Gösteriş seven birisi olduğunu belirtmişsin; bu gösteriş yapman gerektiğini göstermez. Beni yanlış anlama; burada her gelir sınıfından, her sosyal sınıftan, her iş grubundan yüzlerce saat sever mevcut. Ruhsuz bir gösteriş peşindeysen daha medyatik, Hublot vb. saatlere yönelip bu sevgini başlamadan kafadan bitirebilir, havanı da atabilirsin. Hublot kullanıcıları ruhsuzdur gibi sığ bir genelleme yapmıyorum, yanlış anlaşılma olmasın. Ama oldukça gösterişli modellere sahip olduğu su götürmez bir gerçek. Fakat kendi fikrimce belirtmek isterim ki horoloji sığlık, salt gösteriş, ruhsuz bir bedeni haketmiyor. Güzellik her zaman gizli ve detaylarda saklı kalmalı bana göre. Audemars'ın çoğu modeli favori modellerim arasındadır; Rolex'in çoğu modeli keza. Fakat yukarıda üstadların da belirttiği gibi, en başından; sindire sindire, seve seve başlamalısın bu konuya. Önce girişini yaparsın, sonu zaten kendi otomatik gelecektir. En baştan sıfır bilgiyle, sıfır şevkle alacağın bir AP, seni hayattaki bir çok zevkten, güzellikten mahrum bırakacaktır. İnsanı insan yapan ve hayattaki döngüsünü sağlayan şey 'hedef' bilincidir. Bir hedefin olsun. Hedefsiz bir kafa, ruhsuz bir bedenle eş anlamlıdır. Sen istersen kendi adına marka yarat, dünyanın en iyi saat ustaları senin için çalışsın, 1 limitli bir saat kullan. Benim ilk aldığım saatimden aldığım zevki alamayacaksın. İlk maaşımla kendime olan hediyem kadar zevkli olamayacak. İlk hediye saatim kadar değerli olamayacak. Mezuniyetimde hediye gelen, zamanı sürekli şaşıran bir saatimden aldığım hazzı veremeyecek. Çünkü sen her şeyi parayla alabileceğini düşünüyorsun güzel kardeşim. Zevki ve maneviyatı satın alamazsın. Sakın yanlış anlama, amacım şevkini kırmak, seni hor görmek, ya da sana parayla her şeyi yapabileceğini zanneden birisisin' demek değil. Tek amacım senin hayatının geri kalanında belki 'iyi ki...' ile başlayan bir tavsiye verebilmek. Kolay ulaşabileceğin her şeyden kolay vazgeçersin. Kolay vazgeçebildiğin hiçbir şeyi de zaten hiç sevmemişsindir. Sen eğer "seviyorum" diyebiliyorsan, bunu gerçekten kastetmelisin. Sevmediğin bir şeye seviyorum dememelisin. Bir Audemars, ya da bir Rolex sana ne ifade ediyor? Ya da daha uzağa gidersek, imitasyon bir Rolex sana gerçek Rolex'in verebileceği neyi veremez? Bunu bir düşün derim. Sen ruh mu istiyorsun, görüntü mü? Taklit etmek mi istiyorsun edilmek mi? Örnek olmak mı istiyorsun takip etmek mi? Bunları bir düşün. Çünkü dışarıdan 'basit' diye nitelendirilebilecek bir saat alımı bile tüm bu soruların cevabıdır. Sen cevap vermesen bile tercihlerin senin yerine konuşur. İnsan tercihlerinden ibarettir, ve senin yanlış tercihlerin hayatın boyunca sende derin ya da yüzeysel bir iz olarak kalacaktır. Amacın salt "hava ve gösteriş" ise, git o paraya bir Mercedes çek altına; Mercedes'in varsa üstüne koy Ferrari çek; Ferrarin varsa bir yat çek. İşte o zaman 'hava' ve 'lüks' neymiş gerçek anlamda görür ve amacına daha kısa yoldan ulaşırsın. Saat, takı, el yapımı aksesuar, limitli gözlük vb.şeylerle uğraşmana gerek yok. Zaten yaşın gereği alacağın bir Rolex, bir AP (Her ne kadar aynı cümlede geçmesi abes duruyorsa da) çevrenin tamamında olmasa da bir kısmında 'çakma' olarak nitelendirilecektir. Yani demem o ki yakışıklı kardeşim, bir şeyi sevmiyorsan, hiç uğraşma; gerek yok. Amacın ne, bunu bil ve ona göre kendini yönlendir, geliştir.
Kısacası, imzamda da İtalyan diliyle yazılı olduğu gibi: "Her şeyin bir raconu vardır." Bu benim hayat felsefemdir. Senin de olmasını beklemiyorum fakat, tepeden inme bir seçim, sonradan görme bir zenginlik gibidir. Daha çok gençsin, çok parlak bir geleceğin var, çok canlar yakacaksın, çok güzel anıların olacak, hayatının seyrini belirleyecek onlarca insanla tanışacaksın, hayatının kadınıyla tanışacaksın, hayatının günlerini yaşayacaksın, kısaca hayatını yaşayacaksın. Tüm bunları şimdiden heba etme. İmkanlarını başkaları için, onların göz zevki, kıskançlığı, özenmesi, seni takip etmesi amacıyla harcama. Umarım ki dilediğin, istediğin bir hayat yaşarsın. Buradaki herkes senin için en iyisini istiyor. Belki kendi yaptıkları hatayı senin yapmaman için uğraşıyor, belki o yollardan geçenleri çok gördükleri için seni de kaybedenlerin arasında görmek istemiyor. Ama emin olabilirsin ki buradaki herkes senin iyiliğini ve daha iyi bir gelecek yaşamanı istiyor.
Tüm seçimlerinin en doğrusu, senin için en iyisi olması dileğimle.
Yatchmaster güzeldir, iyidir
Edit: Troll isen, yazık oldu; sana bunları yazmak için benden yemek masasına geçmemi bekleyen insanları aç beklettiğime.
Tutto ha una maniera.