Arkadaşlar bir kaç hafta once Japonya'daydım. Oradaki hayat ve buradaki hayatı, oradaki saatler ile buradaki saatleri kıyaslama fırsatım oldu. Olur da bundan sonra başka arkadaşlar gider diye, hem de ilgilenenler için izlenimlerimi yazmaya çalışacağım, arşivde dursun
Japonyayla ilgili genel bilgilerden başlayayım çünkü birazdan bahsedeceklerimle paralellik arz ediyor. Hepimiz görüyoruz, dünyanın yaşaması en maliyetli şehirleri sıralamasında Tokyo sürekli birinci gelir. ABD ülkeleri de listeye yığınla girer fakat hem ülkemizden, hem de ABD'den farklı olarak Japonya'da genel refah düzeyi yüksek. Zenginlik genele yayılmış. Hal böyle olunca herkesin kolunda çeşit çeşit Rolex'ler, Omega'lar, Breitling'ler, Panerai'ler var. Bu kadar çok lüks saatin olmasını bir de Japonların yaşam felsefesiyle açıklayabiliriz. Kaliteli al, uzun süre kullan. Forumda hep geçiyor, ucuz mallara para verecek kadar zengin değilim diye, işte o hesap. Yani mekanik saatlerin uzun ömür, detaylı işçilik, kaliteli malzeme mesajını aynen almışlar Japon saati takanlarda genelde G-Shock, Protrek ve Seiko 5 gibi dayanıklı saatler tercih edilirken, genelde ise Swiss hakimiyeti vardı. Sahte saat almak da satmak da hoş karşılanmıyor. Bir Japona ülkesinden sahte bir ürün aldığınızı söylerseniz 1 saat masadan kalkamaz, yığılır benim ülkemde sahte ürünler satılıyor diye.
Ginza bölgesinde (tarz olarak NY 5th avenue diyebiliriz) Patek'ten tutun, Harry Winston, Audemars Piguet, Breguet, Van Cleef and Arpels, Piaget, Rolex, Panerai... hepsinin kendi butikleri var. Tabi bunların çoğunun bir arada bulunduğu büyük saat mağazaları da var. Liste fiyatları benzer olsa da, zannediyorum orada pazarlık payı daha düşük. O yüzden alınacak saat samuray değilse Türkiye'den almak daha mantıklı. Mağazalarda İngilizce bilen eleman sayısı oldukça az. Omega butiğine girdim, yeni Planet Ocean'ları denerken hani muhabbet olsun diye bunun bir önceki modeli bende var dedim ki demez olaydım mağaza birbirine girdi. Sağdan soldan kataloglar çıkardılar, sonunda gelip 'This is new model!' gibi bir tepki verdiler Tamam dedim bir şey demiyorum saatinize eyvallah deyip çıktım. Aynı sorun Audemars Piguet'de de yaşandı. Ginza butikleri için limited editionlar çıkarıyor AP, gidip birini görmek istedim, çilesini de çektim.
İkinci el pazarıysa makul diyebilirim ve lüks tüketim çılgınlığının dibi olan Ginza bölgesinde girdiğim 2 saatçide de komplikasyon Patek'lere, Comex Sub'lara, panda Daytona'lara rastladım. Ve daha niceleri... Bu iki saatçiye bazen denk geliyorsunuzdur belki, internet adreslerini de yazayım olur da giden olursa buradan saatlere bakabilir
http://www.rasin.co.jp
http://www.909.co.jp/en/
Bir de, İkebukuro'da saat fuarı olduğunu görünce heyecan yaptım bir an. Gittiğimde bir alışveriş merkezinin üst katını fuar için ayırdıklarını gördüm. Van Cleef and Arpels ile başlıyordu ve forumca meşhur Le Pont des Amoureux modeli de mevcuttu. Çalıştırttım, izledim vs. gerçekten de harika bir saat. İbret aldım devam ettim. Saati de fotoğrafladım ama nişanlımın telefonda kaldı fotoğraflar. Patek vs. fotoğraf çekilmesine müsade etmedi. İstediğiniz saati deneyebilirsiniz fiyat önemli değil ama fotoğraf çekmeye gelince yokuz dediler. Aslında markaların neredeyse hepsi bunu söyledi. Esas olaysa bir kat aşağı indiğimdeydi. Alt katta ne kadar saat mağazası varsa vitrinleri boştu Yukarıya toplamışlar hepsini bir güzel. Anlamıştım çakma fuar olduğunu ama yine de bütün markaların bir arada olduğunu görmek güzeldi.
Ve esas gözlemime gelelim. Çakma fuarda gördüğüm Seiko ve Citizen standlarındaki saatler oldukça güzeldi. Seiko'nun Astron GPS saatini çok beğendim, aşırı beğendım. Citizen'ın Series 8 ( http://citizen.jp/series8/index.html ) tasarımları güzel. Campanola serisi yine oldukça güzel. Credor'ları inceledim ve tasarımlara olmasa da işçiliklere hayran kaldım. Ha fiyatları yine yüksek, bir kaç bin dolarcık ama saatlere diyecek sözümüz yok. Daha önce de çok tartıştık, Seiko ve Citizen fiyatları düşürsün, ancak o şekilde Swiss'lerle rekabet edebilir dedik ama yine laf dinletemedik. Açıkçası güzel bir Astron almak istedim ama Quartz bir saate o kadar parayı vermek içimden gelmedi. Zaten ne zaman burada bir Japon saati beğensem aynı hislere kapılıyorum. Bu arada Seiko standını da bir süre kitledim. Bu saat GPS'e falan bağlanıyor ya, uçakta bir sıkıntı olmasın dedim, demez olaydım Aslında eminim japonca bilsem çok rahat anlaşacağız ama işte kısmet. Sırf adamların emeğine saygı göstermek için Japonya'dan saat almak isterdim doğrusu.
Şimdilik izlenimlerim böyle. Seyahatimin saat odaklı kısımlarını paylaşmaya çalıştım. Fotoğraf makinemizi evde unuttuğumuzdan yalnızca telefon ve tabletlerle fotoğraf çekebildik. Hal böyle olunca herkesin telefonunda saat fotoğrafları olmuş oldu. Onları ele geçirdikçe buraya eklemeye çalışırım
Forumda daha önce Tokyo'ya gitmiş üyeler var, onların da görüşlerini merak ediyorum açıkçası.
Okuduğunuz için teşekkürler,
Arigato Gozaimasu
Emre