
Tolgi06 yazdı:MertYe yazdı:Geçen hafta Antalya'dayken yaptığım denemeleri paylaşayım. Bugün yazayım yarın yazayım derken 1 hafta geçti bile biraz daha beklersem yalan olacak bu iş
İncelediğim saatlerin bir kısmı bana hitap etmese bile bilekte bi resmini çekip yazmak istediğim saatler. Heleki Hublotları zaten sırf hobi olsun diye denedim. Nedenini modelleri görünce anlarsınız zaten![]()
Linde Werdelin ile başlayayım.
Marka yaptığı tüm saatleri limitli olarak üreten bir marka en azından 100 limitlinin üzerinde bir model duyduğumu hatırlamıyorum açıkçası. Kaldıki kendine has bir tasarımı ve çizgisi olan bir marka. Yarından itibaren 10 gün vizelerim var onlar bittikten sonra markayı dahada detaylı olarak yazmak isterim açıkçası. Daha fazla uzatmadan modellere geçeyim
Octopus Double Date Titanium Blue ve Yellow modelleri
44mm Kasa çapı aslında bu tip bir saat için tam yerinde olmuş. 15mm kalınlık bazı kullanıcılar için fazla gözükse de bence daha ince veya daha kalın olsa bu kadar hoş durmayabilirdi saat. Saatleri genel olarak baya beğendim fakat benim gibi dümdüz simsiyah saat sever biri için fazla rengarenk. Bu fiyat skalasında bu kadar renkli bir saat almak için iyice düşünmek gerektiğine inanıyorum. Bu arada bu kadar dediğime bakmayın mavi saat sever biri canlı olarak incelerse mavi olan modeli baya beğenecektir.
Spidospeed (Model adını tam olarak bilmiyorum ama Spidespeed serisine ait bir model)
Morten Linde ve Jorn Werdelin bu saati galiba benim için üretmişler. Öncedende birçok yerde kırmızı ile siyahın uyumunu ve altın ile siyahın uyumunu çok beğendiğimi belirtmiştim. DLC olmasından dolayı biraz mesafeli olacağım bir saat olsa da gerçekten optik olarak 10/10 vereceğim ve kesinlikle inanılmaz beğendiğim bir saat. (Bu arada bu saatin yenisini Forged Carbon kasa yapmışlar DLC yerine ve içine de kırmızı detaylar yerleştirmişler markanın kendi sitesinde görebilirsiniz. Bu incelediğim modeli bu kadar beğendiysem onu canlı gördüğümde muhtemelen bayılabilirim.
Octopus Moon Tattoo
Gelelim markanın en ağır abisine. Bu markada benim bugüne kadar denk geldiğim en pahalı model yukarıdaki diğer Octopus'lar ile aynı olarak 44mm kasaya sahip. Kasanın üzerindeki işlemelerin bir bölümün (Belkide bütün işlemeler) el işçiliği ile işleniyor. Bugüne kadar gördüğüm en ilginç moon-phase gösterimine sahip. Nasıl kullanıldığını anlayabilecek kadar uzun inceleme şansım olmadı. 59 limitli bir saat olduğunu da belirterek devam ediyorum.
Gelelim Hublot'lara
Hublot Depeche Mode Limited edition. Bu saat hakkında bişey söylemek istemiyorum. Konuşursam biraz ağır olacak. Tek sorum var. Neden Biver? [emoji38]
4000m diver
Neden Biver? Diye sorgulatan bir başka model. Rolex deepsea için bir daha çok kalın dersem 2 olsun. İnternette çok detaylı bir bilgi bulamamış olsam da chrono24 üzerinde bir tane satılık ilanında 22mm kalınlığı olduğu ibaresine ulaşabildim. Canlı inceleme şansınız olursa emin olun 22mm den eksiği yok fazlası olabilir. Sadece camı 6.5mm kalınlığa sahipmiş bu saatin. Bu arada 2 Hublot deneme şansım oldu. Hublot'un çok beğendiğim modelleri de mevcut fakat bunlar denk geldiği için böyle oldu. Hublot'ya karşı bir düşmanlığım yok yanlış olmasın
Bovet Pininfarina
Orjinal tarzını çok beğendiğim başka bir Marka/Model. Hızlı kordon çıkarma işlemi ve cep saati şeklinde kullanılabilme şansı olması ilginç bir özellik. Ha kim kullanır derseniz ben kullanmam açıkçası. Ayrıca ETA 7750 tabanlı çelik kasa bir Chronograph'a kimse bana 24.000 dolar verdirtemez. 44mm Seramik Bezel AP varken şansı bence sıfırın altında. Tabi kolay bir model olmadığı için iyi indirimler alınabilicek olsa da bana göre işleri zor.
Ulysse Nardin
Bu kadar saat inceleyip Ulysse Nardin'i pas geçseydim ayıp ederdim Ulysse'e. Saati beğenmiş olmama rağmen yine 43mm ve daha ince olan Marine Chronometer modelleri daha çok beğeniyorum. Belkide mavi kadran mavi kauçuk opsiyonu olduğundan dolayı da olabilir. Gerçi her şekilde diver ve altın 2'lisini birbirlerine çok yakıştıramıyorum. Çelik diver daha güzel duruyor. (Breguet Royale Marine Alarm Rose Gold hariç tutarak konuşuyorum. Tek diyeceğim o saat can yakar.). Bu arada saatin üzerinde jelatin olduğu için biraz değişik duruyor küçük bir detay olarak ekleyeyim istedim.
Roger Dubuis Excalibur
Biraz hızlı bir deneme olduğu için çok detaylı inceleyemedim açıkçası. Genel olarak kadran, kasa ve kauçuk kordon uyumunu beğendim. Kasa çapı olarak 42mm olması kuvvetle muhtemel. Bikaç varyasyonu var modelin kasa boyutu anlamında. Zaten websitesinde de bulamadım denediğim saat sıfır olmasına rağmen eski bir model sanırım. Bilekte duruşu da oldukça rahattı ve kadran yapısından dolayı olduğundan daha büyük göründüğünü kesinlikle söyleyebilirim. Bu arada bildiğim kadarıyla bütün parçaları Geneva Seal'a sahip tek marka diye biliyorum. Ayrıca mekanizmaları ve saatlerini olabilecek maksimum seviyede in-house yapıyor olmaları lazım. Bu son söylediğimden tam olarak emin olmamakla birlikte bence marka gayet başarılı bir iş çıkarmış bu modelde.
Audemars Piguet
Beyaz kadranı ve Mavi deri kordonu ile mükemmel bir kombinasyona sahipti. Kauçuk tepeler, kutu ve sertifika olmayışı ve fiyatta anlaşamadığım için almadım. Fİyat biraz daha uygun olsa diğer eksikleri görmezden gelebilirdim ama elimdeki saatlerden de vazgeçemediğim için aynı zamanda tetiği çekemedim. Ciddi ciddi pazarlık edip uğraştım ama kısmet değilmiş. Yalnız gerçek anlamda çok güzel bir saatti.
Benden bu kadar. Fotoğraflar biraz tost makinasıyla çekilmiş gibi duruyor ama idare edersiniz artık
Mert LW kolda da guzel durmus bence. Fiyatta anlasilabilirse neden olmasin
LG-D802 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
Tolga açıkçası saatler gercekten çok güzeldi. Forumda diyoruz hep 2. El degerini düşündükten sonra saat almanin pek bir anlami yok diye ama bu saati biraz kullanıp ben bundan sıkıldım dediğim anda geçmiş olsun. Özellikle piyasalar bu durumdayken bu tip butige kacan markalara mesafeli durmakta fayda görüyorum kendi adıma.