TSF Üyelerine Özel İndirimli Lüks Saat Modellerini İncelemek İçin Tıklayınız

Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Tüm Genel Saat Konuları Üzerine Paylaşımlar
Forum kuralları
Sayın Üyeler TSF'ye Hoş Geldiniz. Genel Saat Sohbeti Bölümümüzde Saatlerle İlgili Diğer Spesifik Konu Başlıklarımız Haricideki Sohbet ve Paylaşımlarınızı Yapabilirisiniz. Düzenli ve Anlaşılabilir Bir Ortam Olması Amacı ile Lütfen Mesajlarınızı Yazım Kurallarına Uygun Formatta Yazmaya Gayret Ediniz.

İyi Forumlar Dileriz

TSF

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj drk » 02 Tem 2012, 17:21

Bu söyleceklerimi uygulayıp uygulamamak size kalmış :D

Malum saatçiye tekrar gidin ve vitrinden en pahalı birkaç saati incelemek için çıkarttırın. Saati bileğinize takın, o bileğinizdeyken diğerini üstünden geçirin, sağını solunu birbirine vurun, en son 1-2 saati yanlışlıkla(!) yere de düşürebilirsiniz. Gerçi onlar tamir edip yine vitrine koyarlar ama sorun çıkarsa sizin bir suçunuz yok, her şey yanlışlıkla oldu nasıl olsa ;)
Kullanıcı avatarı
drk
 
Mesajlar: 11874
Kayıt: 20 Nis 2010, 23:24

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj msturan » 02 Tem 2012, 17:50

fsinan, tam cinayet sebebi bir olay gelmiş başına :roll: Ama aman sakin ol :!:

Bu gibi durumlarda genelde "attack" moduna geçip canımı sıkan esnafın canını nasıl sıkabileceğimi (yasal yollarla tabi :) ) kararlaştırıp planlı hareket ederim.. Örneğin, Gürsel Turizm'in işlettiği kampüs içi ring servisi gelmesi gereken zamanlarda gelmediğinde, odamdan arayıp spor merkezine falan çağırıyordum. :) Bu tarz insanların canını sıkıcı şeyler olabilir..

Artık Kadıköy'e gittiğimde fsinan için Noy Saat'e gidip yarım saat kadar en pahalı saatleri inceleyip bir güzel çaylarını içeceğim. :D Let the revenge do the talkin' :D
Eğer bir Patek Philippe'e sahipseniz, artık ölebilirsiniz demektir. Mission Completed.
Kullanıcı avatarı
msturan
 
Mesajlar: 2598
Yaş: 33
Kayıt: 12 Mar 2011, 02:03

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj Baran » 02 Tem 2012, 18:18

Drk sende bizim gruba dahil olmalısın bence fikirler yaratıcı :D
Kullanıcı avatarı
Baran
 
Mesajlar: 13237
Yaş: 40
Kayıt: 02 Şub 2011, 23:10
Konum: Istanbul

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj razz » 02 Tem 2012, 18:41

mrbars yazdı:ego = 1 / bilgi diyip, konuyla benzer; yurdumun en büyük sıkıntılarından birini temelden açıklayan, paralel bir alıntı yapmak isterim. konuştuğumuz olayı aslında saatle, bilezikle, çekiçle sınırlandırmamak lazım. hayatın her yerinde benzer sıkıntıları görmüyor muyuz?
82'den sonraki ekonomik süreçte, düzgün emek yok güzel ülkemde. sebeb-i hikmeti de pek net belli aslında. işi bilmeden iş yapmak gayretindeyiz, kendimizi pek doğru ve pek müthiş görüyoruz, kısa yoldan iş bitiriciyiz. neyse zaten uzun bir alıntı, fazla kafa ütülemeden :

Kifayetsiz muhterisler ve ’cahil cesareti’

Bazen Amerika’yı yeniden keşfetmek işe yarar.
(Amerigo Vespucci’nin işine yaradı mesela:
Kristof Kolomb’un 1492’de yeni bir kıta keşfettiğini keşfettiği içindir ki, kıtanın adı Kristofa değil Amerika olarak kaldı.)


New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır "cahil cesareti" dediği şeydir aslında.

Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında
yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme zaafı

İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular.
Cornell Üniversitesi’nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini" istediler. En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı. En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70’ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü.
(Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.)

İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğ ine" bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.

İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve
yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak" olarak görecektir. "Uyanıklık" bilecektir.

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden
talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.

Üstleri de zaten genelde aynı yoldan geçmiş" insanlardır.

Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu’nun
Peter Prensibi’nin (*) yatağını yaptığı da ortaya çıkar.

Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz.

(*) Peter Prensibi: Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu
noktaya kadar yükselir, der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?

1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi
havalarına girer.

2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.

3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.

4- "Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.

5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.

6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.

7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.

8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.

9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.

10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına...


mrbars dostum; Bu yazıyı seneler önce okumuş, okuyunca benim gibi hissedeceklerine inandığım dostlarıma iletmiş ve arşivime kaydetmiştim.. Hatırı sayılır senelerimi patron şirketlerinde, yukarıda bulunan yazının 100% sadakatla canlandırılmasının yapıldığı ortamlarda geçirdim.. Bu yazının doğruluğunun tecrübeyle sabitlediğine kaç defa şahit oldum hatırlayamıyorum..

Bu yazıyı bana hatırlattığın için teşekkür ederim..
" The difference between men and boyZ is the price of their toyZ "
Kullanıcı avatarı
razz
 
Mesajlar: 5616
Yaş: 48
Kayıt: 18 Ara 2009, 16:05
Konum: Istanbul - Turkey

Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj fsinan » 02 Tem 2012, 19:05

Yaw vallahi akil sir erdiremiyorum ben o gun nasil sakin kaldim. Allah korudu, 4 gun oldu sinirden saati takmiyorum, aslinda cok birsey oldugundan degil, ancak sogudum, nadasa biraktim. Bilezigin yenisini alirim cillop olur biter.

Dedim ya, ozellikle bu donemimde bunca strese sikintiya denm geldi, hepsini cikartabilirdim ama sanirim evdeki kuzum ve karakol vs olayi beni engelledi.

Ama pirlant'a artik senin isini yapmam dedigi icin sikayet edecegim. Zaten su forumda adlarinin bu sekilde gecmesi yeter.

Ben olsam onlarin yerinde gider yeni bilezik bole takardim musteriye mahcup olmamak icin.

Ustune Baran'in 300tl'ye aldigi oris celik bilezigini 400tl'ye kakmaya kalkti.

Sanirim ben sandigimdan cok daha sakin bir adamim. ;)
"Money has no owners, has spenders". -Omar
Kullanıcı avatarı
fsinan
 
Mesajlar: 2011
Yaş: 50
Kayıt: 11 Mar 2010, 17:35

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj mucadeleci » 02 Tem 2012, 19:24

mrbars yazdı:ego = 1 / bilgi diyip, konuyla benzer; yurdumun en büyük sıkıntılarından birini temelden açıklayan, paralel bir alıntı yapmak isterim. konuştuğumuz olayı aslında saatle, bilezikle, çekiçle sınırlandırmamak lazım. hayatın her yerinde benzer sıkıntıları görmüyor muyuz?
82'den sonraki ekonomik süreçte, düzgün emek yok güzel ülkemde. sebeb-i hikmeti de pek net belli aslında. işi bilmeden iş yapmak gayretindeyiz, kendimizi pek doğru ve pek müthiş görüyoruz, kısa yoldan iş bitiriciyiz. neyse zaten uzun bir alıntı, fazla kafa ütülemeden :

Kifayetsiz muhterisler ve ’cahil cesareti’

Bazen Amerika’yı yeniden keşfetmek işe yarar.
(Amerigo Vespucci’nin işine yaradı mesela:
Kristof Kolomb’un 1492’de yeni bir kıta keşfettiğini keşfettiği içindir ki, kıtanın adı Kristofa değil Amerika olarak kaldı.)


New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır "cahil cesareti" dediği şeydir aslında.

Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında
yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme zaafı

İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular.
Cornell Üniversitesi’nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini" istediler. En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı. En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70’ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü.
(Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.)

İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğ ine" bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.

İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve
yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak" olarak görecektir. "Uyanıklık" bilecektir.

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden
talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.

Üstleri de zaten genelde aynı yoldan geçmiş" insanlardır.

Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu’nun
Peter Prensibi’nin (*) yatağını yaptığı da ortaya çıkar.

Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz.

(*) Peter Prensibi: Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu
noktaya kadar yükselir, der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?

1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi
havalarına girer.

2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.

3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.

4- "Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.

5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.

6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.

7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.

8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.

9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.

10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına...

Paylaşım için teşekkürler *mrbars :thumbup: kendini bilinçli/kaliteli birey ve bilinçli/kaliteli içtimai hayat mensubu olarak yetiştirip yeri geldiğinde "kendini bilerek" özelliklerini uygun lisanla anlatabilen insanlara hayranım...
Zamana and olsun ki.....
Kullanıcı avatarı
mucadeleci
 
Mesajlar: 7271
Yaş: 44
Kayıt: 23 Kas 2011, 07:18
Konum: İzmir / İstanbul

Re: Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj buTa » 02 Tem 2012, 21:00

Fsinan, büyük geçmiş olsun....

mrbars yazdı:ego = 1 / bilgi diyip, konuyla benzer; yurdumun en büyük sıkıntılarından birini temelden açıklayan, paralel bir alıntı yapmak isterim. konuştuğumuz olayı aslında saatle, bilezikle, çekiçle sınırlandırmamak lazım. hayatın her yerinde benzer sıkıntıları görmüyor muyuz?
82'den sonraki ekonomik süreçte, düzgün emek yok güzel ülkemde. sebeb-i hikmeti de pek net belli aslında. işi bilmeden iş yapmak gayretindeyiz, kendimizi pek doğru ve pek müthiş görüyoruz, kısa yoldan iş bitiriciyiz. neyse zaten uzun bir alıntı, fazla kafa ütülemeden :

Kifayetsiz muhterisler ve ’cahil cesareti’

Bazen Amerika’yı yeniden keşfetmek işe yarar.
(Amerigo Vespucci’nin işine yaradı mesela:
Kristof Kolomb’un 1492’de yeni bir kıta keşfettiğini keşfettiği içindir ki, kıtanın adı Kristofa değil Amerika olarak kaldı.)


New York Stern School of Business’te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning’in tarihe geçmelerine vesile olan bulguları, yani Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçecek olan teorileri de, Türk sağduyusunun yüzyıllardır "cahil cesareti" dediği şeydir aslında.

Journal of Personality and Social Psychology’nin Aralık-99 sayısında
yayımlanan teorileri özetle, "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" der.

Metin çözme, araç kullanma, tenis oynama gibi çeşitli alanlarda yapılan araştırmaların sonucunda şu bulgulara ulaşılmıştır:

-Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.

-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.

-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.

-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Değerlendirme zaafı

İki uzman daha sonra, bu teorilerini test etme fırsatı da buldular.
Cornell Üniversitesi’nden 45 öğrenciye bir test yaptılar, çeşitli sorular sordular. Ardından öğrencilerden "testin sonucunda ne kadar başarılı olacaklarını tahmin etmelerini" istediler. En başarısızların (yani sadece yüzde 10 ve daha az doğru cevap verenlerin), testin yüzde 60’ına doğru cevap verdiklerine, ayrıca iyi günlerinde olsalar yüzde 70’e ulaşabileceklerine inandıkları ortaya çıktı. En iyilerin (yani en az yüzde 90 doğru sonuç alanların) en alçakgönüllü denekler olduğu (soruların yüzde 70’ine doğru cevap verdiklerini düşündükleri) görüldü.
(Not: Dunning ve Kruger bu çalışmalarıyla 2000 yılında Nobel de kazandılar.)

İki uzman psikolog bu bilinçsizliği, "kronik kendi kendini değerlendirme (auto-evaluation) yeteneksizliğ ine" bağlıyorlar. Çalışan, kendi kapasitesini değerlendirmekten ve eksikliğini teşhis etmekten acizdir. Ama asıl vahim olan, bu "yetersizlik + haddini bilmeme" kokteylinin, mesleki açıdan, karşı koyulmaz bir itici güç oluşturması. Kariyer açısından bir eksiyken, artıya dönüşmesi.

İşinde çok iyi olduğuna yürekten inanan "yetersiz", kendini ve
yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve haddi olmayan görevlere talip olmaktan en küçük bir rahatsızlık duymayacaktır. Aksine bunu bir "hak" olarak görecektir. "Uyanıklık" bilecektir.

Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar ise çalışma hayatında "fazla alçakgönüllü" davranarak kendilerine haksızlık edecekler, öne çıkmayacaklar, yüksek görevlere kendiliklerinden
talip olmayacaklar, kıymetlerinin bilinmesini bekleyecekler (ve bilinmeyince için için kırılacaklar ve kendilerini daha da geriye çekecekler) ve muhtemelen üstleri tarafından "ihtiras eksikliği" ile suçlanacaklardır.

Üstleri de zaten genelde aynı yoldan geçmiş" insanlardır.

Buna, insan kaynaklarının, iki benzer CV arasından, "kendine güvenen ve iyi sonuç alma olasılığı yüksek" adayı tercih edeceği gerçeğini de eklerseniz, Dunning-Kruger Sendromu’nun
Peter Prensibi’nin (*) yatağını yaptığı da ortaya çıkar.

Sonuçta, "kifayetsiz muhterisler" her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve daha yukarılara çıkacaklardır. Etrafınıza bir bakın, uzmanlara hak vereceksiniz.

(*) Peter Prensibi: Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu
noktaya kadar yükselir, der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.

Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?

1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi
havalarına girer.

2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.

3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.

4- "Beşer şaşar" diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.

5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.

6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.

7- İktidar ilişkileri ve göstergeleri onun için çok önemlidir. Astlarına kimin üst olduğunu hatırlatmayı sever.

8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.

9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.

10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına...

Mrbars , paylaşım için teşekkürler.. Yazınızın kaynağını öğrenme şansım varmıdır?
Kullanıcı avatarı
buTa
 
Mesajlar: 1237
Yaş: 49
Kayıt: 08 Eyl 2011, 23:23

Saatin Daha Kola Takılmadan Saatçide Eskimesi

Mesaj mlm » 02 Tem 2012, 21:16

Mrbars sagol hocam, kıymetli bir paylaşım, cok tesekkurler :champ:
Instagram:
watchtron
anatoliastraps
Kullanıcı avatarı
mlm
 
Mesajlar: 24004
Yaş: 44
Kayıt: 03 Ağu 2010, 02:59
Konum: Ankara

ÖncekiSonraki

Dön TSF Genel Saat Sohbeti - General Watch Discussion

Kimler çevrimiçi

Bu forumu gezen kullanıcılar: Google [Bot], Majestic-12 [Bot] ve 214 misafir

   
   
TSF Partner Brands & Medias
Ancon
Arnold & Son
Ateliers deMonaco
Audemars Piguet
Badollet Geneve
Bell & Ross
Breitling
Chopard
Concord
Gucci
Hautlence
Hublot
Linde Werdelin
Maîtres du Temps
Manufacture Royale
Oris
Parmigiani Fleurier
Snyper Geneve
Steinhart
Watchonista
                                          

     Facebook  Twitter  Instagram  Youtube  RSS Portal    |    Gallery    |    Blog    |     Advertise / Reklam / Contact      
 

All brand names and trademarks are the property of their respective owners