Xhantos yazdı:Ben hayatımda 2.el hiçbirşey (kullanacağım ürün) almadım da, satmadım da (hediye etmişliğim vardır onu saymıyorum). O nedenle 2. el değeri ne olur diye bir kavram yoktur hayatımda. Hele ki (kullandığım) saatlerimi çocuğum gibi severim, hayatımın tanıkları onlar, elim satmaya gitmez. Ama satanlara birşey demem, ben böyle yetişmişim, n'apayım, görmemişim 2. el alım satım...
Burada, benim anladığım Seiko'nun durumu şu: Adamlar komedi oyuncusu olarak ünlenmiş, artık kimsenin dram rolü teklif etmediği tiyatro oyuncusu gibi. Lüks segmente oynamak istiyorlar ama köklü geçmişlerinden isimlerinden de bir anda vazgeçerlerse onun da dezavantajı ayrı. Saatlerin kendisinden çok 'marka algısı' öne çıkmış durumda...
Zaten tum konu marka algisi. Ki bunu da yaratan pazarlama stratejileri ile kendilerine yarattiklari konumlama. Imaj degistirmek imaj yaratmaktan cok daha zor ve pahalidir. Bu durumda her zaman kolayi ikinci marka yaratmaktir. Ayni seikonun yaptigi gibi. Ust ligte oynamak istiyorlar ise bir gun GS olarak kalip Siekonun fisini cekmek zorundalar. Ikisini ayni anda yasatmaya calismak yanlis. Karar vermeliler ve birisi gitmeli.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi