Triton » 06 Ara 2013, 00:03
Baran ın yeteneğine bir şey diyemem. Ancak bu tür işlemlerin hepsi ölçülü aşındırmadır.
Bilindiği gibi Rolex tarzı saatlerde özellikle koleksiyon amacı güdenler ve 2. el takip edenler olabildiğince orijinal durumdaki saatleri tercih ederler. Fıyatı da genellikle bu tespit eder. Göz yanılır ama mikroskop ve uzman gözler yanılmaz.
Bugün birçok oto boyacısı da yüksek teknolojili çok ince zımparaları akrilik ve metalik boyaların son kat işlemlerinde kullanmaktadırlar. Ancak boyaya kısıtlı ölçülerde zarar vermektedirler. Tabii bu yazdıklarım sağı solu boya görmüş, güneş altına ya da kuş pisliklerine maruz kalacak biçimde park edilmiş sıradan kullanıcıların araçları için geçerli değil.
Ancak çizik giderme amacıyla yapılan her işlem bir tür polisaj özelliği taşıdığından bu nedenlerle Rolex i teslim edeceğim tek yer Almanya ve İsviçredeki servisleridir. Standart dışı işlem yapmaktansa çizikleriyle kullanmayı tercih ederim.
Benim 12 yıl kullandığım saatte belli belirsiz bir kaç kılcal çizik vardı. Ancak Köln de yaptıkları bakımın sonucu mükemmel olmasına rağmen büyüterek yaptığım incelemede belli belirsiz birkaç kusur buldum.
Piyasada Ziebart ve benzeri işleri yapanlar ne yazık ki çoğunlukla göz boyamakta ve bir otomobilin en iyi korunması gereken yerlerinden birisi olan boyasını hasarlamaktadırlar. Araçların fabrika çıkış boyaları 100-150 mikron arasında degerlere sahiptir ve 160 mikron üzerinde ölçülen boya kalınlığı araca tamir boyası uygulandığını göstermektedir. Elektrikli cila makinasını hatalı kullananların araç boyalarına nasıl hasar verdiklerine çok şahit oldum. Tabii başlarına dikilip hatayı gösterince papaz olmaktan kurtulunmuyor.
Otomobil boyaları son derece hassas koşullarda ve gerek artı eksi kutup (kataforez, fosfatlama vb.,) gerekse fırınlanarak hem sağlamlık hem de güzel bir görünüm kazanmaktadır. Sonradan yapılan işlemler tamamen tamir ve makyajlama amaçlı olup fabrika çıkışı oto boyasının kalitesini hiçbir zaman karşılamaz. Bu nedenle orijinal araç boyalarının dikkatle korunması önerilir ve tercih edilir.
Herkesin aynı merak seviyesinde olması mümkün olamayacağından, kuş pislikleri, güneş, deniz kenarına yakın park ve atmosferik kirlenme, toz ve çamurun doğal zımpara etkisi, fırça ve balata tozu bulaşmış süngerle ve yüksek basınçla yıkama (100-120 bar üstü) yıkama, boyanın en büyük düşmanıdır. Bunların ortaya çıkardığı tahribat kötü bir görünüme neden olduğundan pasta cila denilen ama, özü, aslında aracı güzel göstermek kadar korumak olan orijinal boyayı, bir tür mikron seviyesinde zımparalama olan işlem uygulanır ki esasen bu boyanın bir tür peeling işlemine tabi tutulmasıdır.
İnsan derisi bu açığı kapatır ama boya kapatmaz. Dolayısıyla cila uygulanır. Yani bu işlemler güzel gösteren ama esasen kısıtlı seviyede de olsa zarar veren işlemlerdir. Bu nedenle esas olan düzenli ve iyi temizlik ve kaliteli cila uygulamalarıyla boyanın olabildiğince korunması ve yine diğer aşındırıcı etkilerden korunacak şekilde tedbir alınmasıdır.
Kuşkusuz metal yüzeylere polisaj uygulaması da benzer amaçlı bir işlem olsa da iyi yapılırsa tolere edilebilir. Yine de Rolex ve benzeri bir saate yapılmasını arzu etmem. Üzerindeki çizikler ne ölçüde olursa olsun özellikle Türkiye de polisaj vb işleme tabi tutturmam.
Her bakışımda gözümü rahatsız eden detaylar olacağına varsın çizikleriyle kalsın...
"I fear the day when the technology overlaps with our humanity. The world will only have a generation of idiots." Albert Einstein